Başkalarına Hizmet Forumu
Başkalarına Hizmet Forumu
Ana Sayfa | Bilgilerim | Kayıt Yaptır | Aktif Konular | Forum Üyeleri | Site içi Arama
Kullanıcı Adı:
Şifre:
Beni Hatırla
Şifre hatırlatma servisi

  Forum
 Genel Paylaşımlar
 Polis Devletine "HAYIR"! / Siyasi Gündem
 Ümit Özdağ: "Süleyman Soylu ile telefonda küfürleştik"
 Yeni Konu Aç  Konuya Cevap Ver
Yazar  Mesaj Sonraki Konu  

gerçek tosun paşa


1258 Mesaj Göndermiş

Mesajın Eklenme Tarihi - 11/09/2022 :  17:00:26  Kullanıcı Bilgilerini Görüntüle  Alıntı Ekle
Ümit Özdağ: Süleyman Soylu ile telefonda onun başlattığı bir küfürleşme yaşadık

"Karşıma çıkacağını söyledin, hadi bakalım, yeri ve zamanı sen belirle"




Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile telefon konuşmasında küfürleştiklerini paylaştı.

Özdağ Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, "Süleyman Soylu biraz önce telefonda benim sana iftira attırma mesajı atmam üzerine senin başlattığın bir küfürleşme yaşadık Karşıma çıkacağını söyledin. Hadi bakalım. Yeri ve zamanı sen belirle. En son ben belirlediğim zaman kaçmıştın. Hadi görelim yüreğini korkak iftiracı." ifadesini kullandı.



Soylu çok fazla gündem olan bir isim halindeydi ve bu süreç asla son bulacak gibi durmuyor. Peker videolarından sayısız konuya kadar ismi geçti.

Özdağ ise sığınmacılar üzerinden radikal bir stratejiyle seçim kampanyasını yürütüyor. Milliyetçi bir tabandan ve milli duruşa vurgu yapan, dış politikada da daha bağımsız bir duruşu destekleyen bir isim.

Daha öncede Zafer Partisi mitingiyle gerginlik çıkmıştı.


Özdağ ve Soylu hakkındaki düşüncelerinizi merak ediyorum.




Kaynakhttps://t24.com.tr/haber/umit-ozdag-suleyman-soylu-ile-telefonda-onun-baslattigi-bir-kufurlesme-yasadik,1058608

Edited by - gerçek tosun paşa on 11/09/2022 17:03:12

fidelista


769 Mesaj Göndermiş

Mesajın Eklenme Tarihi - 11/09/2022 :  17:20:09  Kullanıcı Bilgilerini Görüntüle  Alıntı Ekle
Soylu hakkında Sedat Peker ve Cevheri Güven yeterli ifşaat yapıyor,Ümit Özdağ biraz sakin olsa keşke ;)
Go to Top of Page

bozadi


12286 Mesaj Göndermiş

Mesajın Eklenme Tarihi - 12/09/2022 :  00:18:57  Kullanıcı Bilgilerini Görüntüle  Alıntı Ekle
Soylu göze sokarcasına aşırı provokatif hareketler yapıp duruyordu uzun zamandır. Son dönemde bu konudaki performansında düşüş oldu sanki. Bunun Sedat Peker'in ifşalarıyla yakından bağlantısı olabilir. Soylu'nun "dikkat çekme" (veya dikkat saptırma) amaçlı şovları, uçuk agresyonları öylesine uç düzeylerdeydi ki, kripto-FETÖ'cü olduğunu ve Erdoğan'ı/AKP'yi zora sokma amacıyla hareket ettiğini düşünmek çok makul görünüyordu. Son durum nedir bilmiyorum. Soylu'nun bir de yine göze sokarcasına Amerikan karşıtı söylemleri var ki, bunların da aslında Fetö bağlantısını gizlemeye yönelik yanıltma amaçlı hareketler olduğunu düşünmek yanlış olmaz normalde. Ama Soylu'yla ilgili bu kadar çok ifşaya rağmen hem AKP hem MHP ve hem de Perinçekçiler bu adamı adeta sonuna kadar destekliyor gibi görünüyor. Hatta MHP ve Perinçekçiler AKP'den bile fazla destekliyor gibi geldi bana. Çok tuhaf buluyorum bu durumu. Özellikle Perinçekçilerin tavrını düşününce, belki bir bildikleri vardır diye bakıp anlamaya çalışıyorum. Şu ihtimal geliyor aklıma; belki gerçekten kripto-Fetöcüydü ve bu durum iktidar kanadı içinde zaten ifşa olmuştu ama şutlamak yerine anlaşma yapıp bir şekilde Fetö'ye karşı (veya bir şekilde kendi çıkarları doğrultusunda) kullanıyor olabilirler. Kafam karışık Soylu konusunda. Umarım netleşir mesele.

Özdağ hakkında pek bir bilgim/ilgim olmadı şimdiye kadar. Onun da "provokatiflik" eğilimi (veya "sorunu") var gibi görünüyor. İyi Parti'den ihraç edilme nedenlerinden biri, Fetö'nün İyi Parti'ye yoğun şekilde sızmasını eleştiriyor olmasıydı gibi görünüyor, ki bu konuda "son derece" haklı olduğunu düşünüyorum Özdağ'ın. İyi Parti'nin, Meral Akşener'in Fetö'yle bağlantısı olduğu gizemli bir konu değil. CHP dahil olmak üzere belli başlı muhalefet partilerinin tümünün de var. Ve AKP'nin içinde de azımsanamayacak kadar çok kişinin de halen Fetö'yle o veya bu şekilde ilgisi, bağlantısı, dirsek teması olduğundan şüphe duymuyorum kendi adıma. Sol ve Atatürkçülük dahil tüm kesimlerde doğrudan veya dolaylı, aktif veya pasif "Amerikancılık" o veya bu şekilde, şu veya bu miktarda mevcut gibi görünüyor, ki bu da Fetö'yle o veya bu şekilde etkileşim, destekleşim demektir. Sesi duyulan kesimler (belli başlı Sol unsurlar dahil) arasında Perinçek kadar bilinçli, akıllı, "isabetli" bir şekilde anti-Amerikancı (Amerikan emperyalizmi/faşizmi karşıtı) bir çevre tanımıyorum açıkçası, mevcut konjonktürde. Perinçek'in ABD karşısında yükselen, güçlenen, birleşen Rusya ve Çin'i (ve müttefiklerini gerçekten müttefik olmaları ölçüsünde) destekleme, işbirliği yapma eğilimini bu konudaki en isabetli adım olarak görüyorum. AKP başta olmak üzere diğer tüm kesimler içinde aklı ve vicdanı yeterince yerinde olanların da bu yönde hareket etmeleri gerektiğini düşünüyorum. Rusya ve Çin'i "körü körüne" desteklemek, onlara boyun eğmek amacıyla değil tabi ki, ABD merkezli global faşist egemenlerin gücünü kırma amacıyla gerekli, geçici sayılabilecek bir işbirliği için.

Cevheri Güven "vesikalı" bir Fetö'cü, anladığım kadarıyla. Bu durum bu şahsın söylediği herşeyin yalan olduğu anlamına gelmek zorunda değil elbette, ama çok dikkatli yaklaşılması gerektiği anlamına gelir bence.

Sedat Peker'in Fetö'cü olduğunu, açık veya örtülü bir işbirliği yaptığını düşünmüyorum, daha doğrusu düşünmüyordum ama sırf AKP'den yediği kazık yüzünden, varını yoğunu AKP iktidarını yıkmaya adarsa bence yanlış yapar ve dolaylı olarak yine Fetö'ye veya Amerikancılığa hizmet etmiş olur gibi geliyor bana (aynı şey Özdağ için de geçerli olabilir). Peker'in gayet "sağlam/samimi" görünen bir Amerikan karşıtlığı var gibi algılamıştım, hatta bu konuda "sağlam" Solculara saygı duyuyor gibi görünüyor ama açık veya örtülü bir Rus/Putin karşıtlığı da olduğu izlenimini edindim. Türkçülük konusunu Rus karşıtlığıyla özdeşleştirmese de birbirine yakınlaştırıyor gibi geldi bana, ki mevcut gelişmeler bağlamında bu da bilinçli veya yarıbilinçli bir şekilde Amerikancılığa hizmet anlamına gelir. Peker AKP'nin karanlık yönlerini ifşa ederek toplumsal ve siyasi bir temizliğe hizmet ediyor olabilir ama global resmi gözden kaçıracak kadar "AKP karşıtlığı" üzerinden var olmaya çalışırsa, örneğin AKP'nin global siyasette doğru yaptığı hayati önemde şeylerin (Rusya'yla işbirliği gibi) hakkını vermezse, "Amerikan karşıtlığı" konusunda sınıfta kalabilir, ki bence o zaman kendine yazık etmiş olur.

İstisnalar olabilir ama açık veya örtülü bir şekilde Amerika'dan nefret etmediği kadar Rusya'dan, Putin'den nefret edenlerin "Amerikan karşıtlığının" samimiyetini "sorgulanabilir" bulma eğilimindeyim.

Ben "partici", şucu-bucu değilim, sadece Kasyopya celseleri başta olmak üzere elimizdeki kaynaklarda çizilen resme ve sezgilerime dayanarak şu anda savunduğum şeyleri savunma gereği duyuyorum. Savunduğum herşey %100 isabetli değildir illa ki ve hatta celselerde söylenen şeylerle de çelişebilir bazı durumlarda (bilgi/farkındalık eksikliği veya çeşitli egosal faktörler nedeniyle vs.). Genel itibariyle isabetli olduğunu düşünüyor, umuyorum.

Go to Top of Page

bozadi


12286 Mesaj Göndermiş

Mesajın Eklenme Tarihi - 12/09/2022 :  00:32:52  Kullanıcı Bilgilerini Görüntüle  Alıntı Ekle
Herşeyi de Fetöcülükle açıklamışım! :) Fetöcülük dediğim şey bazı durumlarda spesifik olarak "Fetö"den ziyade "Amerikancılık"la ilgili olabilir, ki bunlar büyük ölçüde eşanlamlı kavramlar diye kabul ediyorum.
Go to Top of Page

gerçek tosun paşa


1258 Mesaj Göndermiş

Mesajın Eklenme Tarihi - 12/09/2022 :  12:35:19  Kullanıcı Bilgilerini Görüntüle  Alıntı Ekle
Yorumlarınız için teşekkür ederim.

Soylu konusundan başlamak gerekirse şahsi düşüncemde ben de tam emin olmadığım kararlar arasındayım. Genel yargı anladığım kadarıyla Soylu'nun o kadar çok bilgi ve network topladığı, bunun sonucunda da bir nevi dokunulmaz hale geldiği görüşünde gibi algılıyorum. Yani AKP den büyük isimler başta olmak üzere çok fazla rahatsızlık verdiği kesim var ama öyle noktalara parmak basmış ki kimse pek "oynatma" işine kalkışmak istemiyor ya da kalkışamıyor.

Tabii toplumda özellikle AKP'li bir kesmin Soylu'ya açık destek verdiği de bir gerçek. Son derece şaibeli bir durum olduğu şüphesiz.


Özdağ konusunda milli ve bağımsız duruş söylemlerinin ülkenin ihtiyacı olan bazı eksiklikleriyle bağdaştığını düşünüyorum. Kendi söylemleri hakkında muhaliflerin gereksiz bir karalamaya girdiğini de düşünüyorum. Evet Özdağ oldukça sert konuşuyor. Seçim stratejisini de çok büyük oranda "Zafer Turizm" e kaydırdı. Mülteci ve sığınmacıların Zafer Turizmle ülkelerine geri gönderileceğini ve hatta bazı koşulları sağlamadan vatandaşlık alanların vatandaşlıktan men edileceğini bile söylüyor. Tabii tek anlatmaya çalıştığı konu mülteciler değil. Son derece hoş yaklaşımları var fakat medya %90 mülteci konusuyla bağdaştırdı kendisini.

Bence şu an en mantıklı siyaseti yürüyen kişilerden biri ki büyük partilerden sonra adı en çok geçmeye başlayan lider konumuna geldi. Tabii benim kişisel olarak Özdağ ve partisinden bir beklentim yok barajı geçecek yarı oyu alması bile şu an çok zor görünüyor. İlerde bir ittifağa katılır ya da farklı bir oluşuma entegre olursa bilemem pek tabii.

Kendisi hakkında AKP'nin adamı ve hedef çarpıtıcı diyen bir muhalif kanat var. Bahçeli'nin adamı olduğunu söyleyenler de benzer görüşte bir hedef çarpıtıcı olduğunu söylüyorlar.

Ben kendim pek bu fikirde değilim kendisiyle ilgili ama bu sert dilin ve bu kadar dobra gözüken yaklaşımın oy alabileceği "potansiyel" çevrelerde pek işe yaramayacağını da düşünüyorum.

Şahsen ciddi manada her açıdan makul, mantıklı ve en önemlisi bu ülkenin değerlerini ve insanlarını düşünen bir aday görmüyorum. Bozadi gibi ben de NATOCU, FETÖCÜ gibi ülkenin kendi değerlerini tüketen global şeytan yapılara tahammül etmek istemiyorum.


Cevheri Güven kanalını sanırım 1 senedir takip ediyorum. Açıkçası son zamanlarda pek izlemedim. Cevheri su katılmamış bir FETÖcüdür. Kendimin bizzat araştırmış olduğum teknik ve siyasi bir çok konuda yalan söylediği videoları defalarca kez gördüm. Muhalif durup, AKP ve Erdoğan nefretini körükleyerek muhalif kesmi söz mantık çerçevesinde hedefine koymuş bir muhbir.

Tabii ki bozadinin de dediği gibi her söylediği yalan olamaz ve bazı yaklaşımları çok makul. İçerden hala derin bilgiler alabiliyor ya da ona bunları getiren bir yapılanma var bu da sırıtmıyor. Fakat izleyen kişiler için söyleyeyim yaptığı askeri analizlerden, siyasi adımlara kadar çok fazla çarpıttığı noktalar olduğunun farkında olunması gerekli.



Go to Top of Page

fidelista


769 Mesaj Göndermiş

Mesajın Eklenme Tarihi - 12/09/2022 :  18:43:13  Kullanıcı Bilgilerini Görüntüle  Alıntı Ekle
Cevheri güven evet saf kan fetöcüdür ve videolarında ulaşılamamış bir çok detayı anlatıyor ama içine acaip uydurma şeylerde katıyor şeytani bir adam izlemek lazım ama dikkatli olmakta fayda var,Ümit Özdağı düzgün biri olarak görüyorum cesaretli işleri var,Soyluyu anlatmaya gerek yok Sedat Peker hakkkını veriyor.
Go to Top of Page

bozadi


12286 Mesaj Göndermiş

Mesajın Eklenme Tarihi - 12/09/2022 :  20:28:56  Kullanıcı Bilgilerini Görüntüle  Alıntı Ekle
Daha önce de belirttiğim gibi, iktidar ve muhalefetten biri iyiyi, diğeri kötüyü temsil etmiyor bana göre. İki tarafın da iyi ve kötü yönleri var. Bir tarafın diğerini "ezmesi", mahvetmesi gerektiğini düşünmüyorum. Evrensel, vicdani insanlık değerleri doğrultusunda işbirliği yapılması gerektiğine inanıyorum. İnşallah süreç ülkeyi oraya doğru götürüyordur. Bu konuda çok iyimser de değilim, çok karamsar da değilim. Ne olması gerekiyorsa o olacak. Kitlesel durumun geleceğini biz belirleyemeyiz, daha ziyade veya öncelikle şahsen olgunlaşmamız, pozitifleşmemiz, egodan arınmamız, bunun üzerinde odaklanmamız gerektiğine inanıyorum.
Go to Top of Page

bozadi


12286 Mesaj Göndermiş

Mesajın Eklenme Tarihi - 27/09/2022 :  13:36:39  Kullanıcı Bilgilerini Görüntüle  Alıntı Ekle
Son günlerde Süleyman Soylu'yla ilgili ilginç gelişmeler oluyor gibi. Birkaç gün önce bazı yazarlar ve siyasetçiler, "Süleyman Soylu siyaseti bırakmaya hazırlanıyor, 2023 seçimlerinde AKP'nin kazanması için elinden geleni yaptıktan sonra siyaseti bırakacakmış" gibisinden açıklamalar yaptı. Ve üstelik bunun söylenti değil "kesin bilgi" olduğuna vurgu yapıldı. Aradan birkaç gün geçtikten sonra ise, dün ve bugün Soylu'nun görevden alınacağına ve yerine de Faruk Çelik'in düşünüldüğüne dair haberler çıkıyor. Bu doğruysa, geçen hafta "Süleyman Soylu yakında siyaseti bırakacak." bilgisini yayanlar aslında bizzat Soylu'nun isteğiye bu bilgiyi yaydı herhalde. Peker'in ifşalarının da etkisiyle Soylu hakkında başlatılan soruşturma ve/veya sorgulamalar, Soylu'nun görevde kalmasını imkansızlaştırıcı bazı noktalara ulaştı belki de. Ve durumun farkına varan Soylu "onurlu çıkış" yolları arıyor olabilir.

Tam da bu günlerde Peker'in adamı Emre Olur'un yakalanıp Türkiye'ye getirilmesi ve Peker üzerinde kurulan baskının iyice artırılacak gibi görünmesi de bu gelişmelerle bağlantılı muhtemelen. Soylu gerçekten istifa ettirilecekse, bu aslında biraz da Peker'i "sakinleştirmeye" yönelik bir adım olabilir. Emre Olur'un yakalanıp getirilmesi "sopa", Soylu'nun istifası ise "havuç" olarak kullanılıyor olabilir Peker'e karşı, "Bizimle daha fazla uğraşma!" anlamında.
Go to Top of Page

bozadi


12286 Mesaj Göndermiş

Mesajın Eklenme Tarihi - 27/09/2022 :  14:17:47  Kullanıcı Bilgilerini Görüntüle  Alıntı Ekle
Peker seçimden kısa süre önce AKP'yi epeyce sarsacak ifşalar yapacağını iddia ediyordu. Peker'in son günlerde adı en çok duyulan adamı Emre Olur'un tutuklanıp ülkeye getirilmesi Peker'in moralini epeyce bozmuş olmalı. Bir de geçenlerde Peker'in İstanbul'daki evine silahlı saldırı yapıldığına dair haberler çıktı. BAE'ye de Peker'i ülkede daha fazla barındırmaması için yapılan baskılar artıyor gibi görünüyor. Hatta Aydınlık gazetesi Peker'in ABD'ye kaçma ihtimalinden bahsediyor:

https://www.aydinlik.com.tr/haber/ciadan-sedat-peker-hamlesi-341802

İlginç gelişmeler.

Valla ne yalan söyleyeyim, ben Peker'in yapabildiği tüm ifşaları yapmasını isterim, doğru olması koşuluyla. Ama AKP'nin, Erdoğan'ın seçimi kaybetmesini istemem. Bunun da en büyük sebebi, muhalefet denen unsurların Türkiye'yi tekrar ABD eksenine sokmasının "son derece" muhtemel görünmesi. AKP'nin tüm karanlık taraflarına rağmen güçlü bir hükümet olması ve ülkeyi ABD ekseninden uzaklaştırıp yavaş ve tuhaf biçimlerde de olsa Rus eksenine yaklaştırmasını çok umut verici buluyorum. Rusya'yı "yeni efendimiz" olarak görmek istediğim (veya böyle birşeyin mümkün olduğunu düşündüğüm) için değil, o eksende hem onurlu bir şekilde kendi bağımsızlığımızı hem de ABD faşizmine karşı tavrımızı geliştirebileceğimize inandığım için.

Şiddetlenen ekonomik sorunlar nedeniyle AKP'nin seçimi kazanmasının giderek imkansızlaşma yoluna girdiğine dair işaretler tırmanıştaydı geçen aylarda. Ama Rusya'nın global şeytanlara karşı son aylardaki direnç ve meydan okumalarından sonra ve bizim ciddi bazı çıkar çatışmalarına rağmen Rusya'yla bu bağlamda kritik bazı yapıcı ilişkilerimiz sayesinde, şu anda koskoca Avrupa bazı bakımlardan bizden daha kötü duruma düştü desek yanlış olmaz sanırım. Tabi bunu söylerken, Avrupa'nın şu birkaç ayda geçirdiği dönüşüm ile aynı süreçte bizim geçirdiğimiz dönüşümü karşılaştırma bağlamında söylüyorum. Biz zaten parlak durumda değildik; şiddetli ekonomik olumsuzluklar zaten kötü olan durumu biraz daha kötüleştirdi. Ama Avrupa çok ciddi bir şokla karşı karşıya ve üstelik bu şok giderek de büyüyecek, şiddetlenecek gibi görünüyor. ABD merkezli global şeytanlar Ukrayna savaşı üzerinden bir yandan Avrupa'yı (başta Almanya'yı) zayıflatıp, tehdit edip kendine daha mahkum hale getirmeye çalışırken, bir yandan da Rusya'yı zayıflatmaya, yıpratmaya, ezmeye çalışıyor. Şu anda süreç ABD'nin planlarına uygun gidiyormuş gibi bir resim çizilmeye çalışılıyor ama aslında hiç de öyle değil. Putin ABD merkezli global şeytanların egemenliğini sarsıyor ve daha da şiddetli biçimlerde sarsmaya devam edecek. Elbette müttefiklerinin de yardımıyla.

Son zamanlarda AKP'nin oylarının tekrar yükselişe geçtiğine dair haberler var. Sanırım biraz da bu yüzdendir ki, ABD Türkiye üzerindeki tehditlerini var gücüyle artırmaya başladı. Yunan cephesi giderek ısıtılmaya çalışılıyor gibi.

Benim umudum şu: ABD ülkemize yönelik şeytani baskılarını iyice aleni hale getirdikten sonra ülkemizde muhalefet unsurlarının birçoğu dahil olmak üzere, giderek siyaset üstü bir şekilde Amerikan şeytanlığına karşı birleşme eğilimi olabilir.

"Ne Amerika ne Rusya, bağımsız Türkiye" söylemine yapışıyor kimileri. Yüzeysel olarak güzel bir söylem ama ne anlamda, ne niyetle, ne bilinçle kullanıldığına bağlı olarak altı oldukça boş bir söylem de olabilir ve daha da kötüsü, aslında Amerikan faşizminin ekmeğine yağ sürecek bir yaklaşımın aldatıcı bir sloganı da olabilir.

Biz şu anda ABD merkezli global faşizme meydan okuma konusunda Rusya kadar güçlü bir konumda değiliz. İşte gözlerimizin önünde Rusya uzun zamandır tüm dünyanın iliklerini sömüren global şeytanlara karşı meydan okuyor ve altı boş bir meydan okuma da değil bu. Gerekli silahlı güce ulaşmayı başardı. Ekonomisi çok iyi olmasa da kolayca yıkılamayacak şekilde güçlendirdi. Eğer küresel şeytanlara bu karşı koyuşu, bu meydan okumayı biz yapabiliyor olsaydık, Rusya'nın bize bu konuda destek olmasını beklerdik (Kurtuluş Savaşı'nda olduğu gibi) ama şu anda bu konuda öncü olan ülke Rusya. Putin Rusya'sı. Ve ortak bölgesel ve global çıkarlar ekseninde Rusya'yla bu konuda işbirliği yapmamız hem kendi iyiliğimiz hem de tüm insanlığın iyiliği için elzem. ABD'yle uzun zamandır olan ilişkiler (veya beklentiler gibi) bir kölelik ilişkisi, kölelik beklentisi değil bu. Onurlu bir müttefiklik ilişkisi, beklentisi. Bakalım önümüzdeki günler bize neler gösterecek.
Go to Top of Page
   Mesaj Sonraki Konu  
 Yeni Konu Aç  Konuya Cevap Ver
Forum Seç:
Başkalarına Hizmet Forumu © Celse veya diğer içerikleri farklı ortamlarda paylaşırken lütfen kaynak belirtiniz Yukarıya git
Snitz Forums 2000
Bu sayfa 0,11 saniyede oluşturuldu.