Yazar |
Mesaj  |
|
beyrutkapı
    
490 Mesaj Göndermiş |
Mesajın Eklenme Tarihi - 17/02/2023 : 01:04:23
|
Herkesin deprem konusunda neler hissettiğini az çok tahmin edebiliyorum. Yıkılan onca şehir, 1 dakikadan az bir sürede değişen yüz binlerce insanın yaşamı. Enkaz, soğuk, çaresizlik. Sanki olabilecek en kötü olasılık çöktü.
Gezegensel dönüşüm süreci içinde bir çok yıkımın geldiğini biliyoruz dostlar. Bu açıdan bakıldığında bana son günlerde kasyopyalılarin alıntıladigi şu sözü hatırlatıyor bu büyük trajedi: "kimler uykuda bulunacak" kitle bilinci için acı acımasız bir öğretmen sanırım. |
|
bozadi
    
12286 Mesaj Göndermiş |
Mesajın Eklenme Tarihi - 17/02/2023 : 14:15:32
|
Konunun kendi başlığını açman iyi olmuş beyrutkapı.
On binlerce insanın hayatını kaybetmiş olması ve halen enkaz altında epeyce insanın bulunuyor olması, günlerdir bu konuda yaşanan ve halen devam eden inanılmaz trajedi...
Bu durum kıyamet sürecinde bundan sonra şahitlik edilecek şeylerin belki "küçük" bir önizlemesinden ibaret olabilir üstelik. Bunu "korku" uyandırma amaçlı olarak söylemiyorum tabi ki. Bu ne ilk enkarnasyonumuz, ne de sonuncusu. Doğmak da ölmek de çok basit aslında. Önemli olan varoluşumuzun ebedi gerçekliğini hatırlayıp o gerçeğe uygun şekilde, o gerçekle yaşayabilmek, o gerçek "olabilmek". Maalesef bu konuda pek parlak durumda değiliz. Hatta genel olarak son derece hasta bir durumda olduğumuz söylenebilir, ülke olarak da, genel insanlık kitlesi olarak da.
Evren (evrenler!) denen sonsuz okula bağlı minik bir oyun/eğitim alanı dünya. Var olan herkes ve herşey, tek ve sonsuz varlığın bir parçası ve kendisi. Bir bakıma herkes "paşa gönlüne" göre yaşıyor, her ne kadar "görüntü" bunun aksini düşündürebilecek olsa da. Özgür irade mutlak şekilde hakim. Herşey seçimlerden, sonuçlardan, öğrenişten, derslerden ibaret.
|
 |
|
Gaia
    
282 Mesaj Göndermiş |
Mesajın Eklenme Tarihi - 17/02/2023 : 14:31:21
|
Bir söz var ya hani başına gelmeden bilemezsin neler yaşandığını ve yaşayanların neler hissettiğini diye. Tam olarak yaşanan olan böyle bir olay. Üzülüyoruz ama niye üzülüyoruz? Ben bunu sorguladım biraz. Yardım etmek için mi? Yardım edemediğimiz için mi? Yoksa olan olayı geri alamadığımız için mi? Bunca zaman bir şey yapamadığımız için mi?
Ölüm hali ani. Hayat değiştirici dediğin gibi. Fakat hepimiz bunu farklı seviyelerde yaşıyoruz. Bazısı eşyasından oluyor, bazısı sevdiğinden, bazısı kendi hayatından.
Cümleler dizmek kolay, edebiyat yapmak çok basit. Ama yaşam akıyor işte. Ölümün her halini bize hatırlatıyor. Tutunmayın, bağlanmayın, beklentisiz olun diye öğretiyor kendi diliyle.
En değerlim dediğin şey bugün varsa yarın olmayabilir. İnsan sevdiği şeylerin acısıyla tutunmamayı, bağlanmamayı öğreniyor.
Geçen bir farkındalık hali yaşadım. Kendi tutunduğum şeyleri sorgularken ruhumun derinlerinden bir söz işittim. 'Her şeyini bir şeye bağlamamalısın.' Doğru söze ne hacet.
|
 |
|
bozadi
    
12286 Mesaj Göndermiş |
Mesajın Eklenme Tarihi - 17/02/2023 : 14:35:37
|
Dünya sahnesindeki "siyasi" durumla ilgili bir-iki görüşümü de paylaşmak isterim:
Depremi Amerika'nın / İlüminati'nin tetikleyip tetiklemediğinin çok büyük bir önemi olduğunu sanmıyorum, nihayetin gözünden bakıldığında. Onlar da aynı derslere tabiler ve geniş kitleler üzerinde çevirdikleri işler de kitlelerin derslerinin bir parçasını oluşturuyor kaçınılmaz olarak.
Bir de Maharaj'ın şu sözü aklıma geliyor yine:
Eklenti:
S: Bununla birlikte, dünyanın çektiği muazzam ıstırabın farkında mısınız?
M: Elbette, sizden çok daha fazla farkındayım.
S: Öyleyse ne yapıyorsunuz?
M: Ben ona Tanrı'nın gözünden bakıyorum ve her şeyin yolunda olduğunu görüyorum.
S: Her şeyin yolunda olduğunu nasıl söyleyebilirsiniz? Savaşlara, sömürülere, vatandaş ile devlet arasındaki zalimce mücadelelere bakın.
M: Bütün bu dertler insanın eseridir ve onlara son vermek de insanın gücü dahilindedir. Tanrı, insanı kendi eylemlerinin sonuçlarıyla yüz yüze getirmek ve dengenin yeniden sağlanmasını talep etmek suretiyle ona yardım eder. Karma, doğruluk için çalışan bir yasadır; o Tanrı'nın şifa verici elidir.
Bunun dışında, bu depremin "AKP/Erdoğan" iktidarı için anlamı meselesi var. Evet, AKP'nin pek çok başka konuda olduğu gibi bu konuda da şiddetle eleştirilebileceği bir sürü şey var ama "muhalefet aydınlık , AKP karanlık" gibi bir durum görmüyorum. Muhalefet yeterince aydınlık olsa zaten siyaset oyununun bir parçası olmayı bırakır, kendi hayatını inşa eder. Seçim sandığından çıkacak bir sonuca salya akıtmaz. Siyaset ve ideoloji oyunu devam ettiği sürece, kıyamet henüz mutlak şekilde kapımıza gelmemiş, gaflet uykusu ve savaşları bir süre daha devam edebilir demektir.
|
 |
|
bozadi
    
12286 Mesaj Göndermiş |
Mesajın Eklenme Tarihi - 17/02/2023 : 14:44:04
|
Eklenti: Orjinal Mesajı Ekleyen Gaia
Bir söz var ya hani başına gelmeden bilemezsin neler yaşandığını ve yaşayanların neler hissettiğini diye. Tam olarak yaşanan olan böyle bir olay. Üzülüyoruz ama niye üzülüyoruz? Ben bunu sorguladım biraz. Yardım etmek için mi? Yardım edemediğimiz için mi? Yoksa olan olayı geri alamadığımız için mi? Bunca zaman bir şey yapamadığımız için mi?
Ölüm hali ani. Hayat değiştirici dediğin gibi. Fakat hepimiz bunu farklı seviyelerde yaşıyoruz. Bazısı eşyasından oluyor, bazısı sevdiğinden, bazısı kendi hayatından.
Cümleler dizmek kolay, edebiyat yapmak çok basit. Ama yaşam akıyor işte. Ölümün her halini bize hatırlatıyor. Tutunmayın, bağlanmayın, beklentisiz olun diye öğretiyor kendi diliyle.
En değerlim dediğin şey bugün varsa yarın olmayabilir. İnsan sevdiği şeylerin acısıyla tutunmamayı, bağlanmamayı öğreniyor.
Geçen bir farkındalık hali yaşadım. Kendi tutunduğum şeyleri sorgularken ruhumun derinlerinden bir söz işittim. 'Her şeyini bir şeye bağlamamalısın.' Doğru söze ne hacet.
Söylediklerine katılıyorum Gaia. Ben de nadiren şu farkındalıkla sarsılıyorum: Sevmeden geçirdiğim her an bir trajedi! Ve bu trajediyi neredeyse kesintisiz bir şekilde yaşamaya devam ediyorum. |
 |
|
bozadi
    
12286 Mesaj Göndermiş |
Mesajın Eklenme Tarihi - 17/02/2023 : 14:45:15
|
Güya "sevdiklerimi" (ve aslında bir bakıma diğer herkesi) sevmeden geçirdiğim her an... |
 |
|
bozadi
    
12286 Mesaj Göndermiş |
Mesajın Eklenme Tarihi - 17/02/2023 : 15:01:01
|
Eklenti:
S: En Yüce Gerçek (Parabrahman) hepimizin içinde var olabilir. Ama bu bizim ne işimize yarar?
M: Siz "Eşyamı koruyacak bir yere ihtiyacım var, ama boşluk (yer) benim ne işime yarar?" diye soran adam gibisiniz, ya da "Süte, çaya ya da kahveye ihtiyacım var ama su benim işime yaramaz" diyen adam gibi. Görmüyor musunuz ki En Yüce Gerçek her şeyi mümkün kılandır? Fakat siz "O benim ne işime yarar" diye sorarsanız, size "Hiç" diye yanıt vermek zorundayım. Gündelik hayattaki işlerde, gerçeği bilenin bir avantajı yoktur, hatta o dezavantajlıdır; açgözlülükten ve korkudan uzak olduğundan, kendisini korumaz. Kâr, çıkar fikri de ona yabancıdır. İşi büyütme, kârı arttırma konularından tiksinir. Onun hayatı sürekli kendini yoksun bırakma, paylaşma, vermedir.
S: Eğer En Yüce'yi kazanmakta bir avantaj yoksa, o zaman niçin bu zahmete katlanmalı?
M: Zahmet, bir şeye sıkıca sarılıp tutunduğunuz zaman vardır sadece. Hiçbir şeye sarılmış değilseniz, bir zorluk çıkmaz. Daha küçük olandan vazgeçmek, daha büyüğünü kazanmaktır. Her şeyden vazgeçin, her şeyi kazanırsınız. O zaman hayat, olması gerektiği gibi olur: Tükenmez bir kaynaktan gelen saf ışık ışınımı. O ışık içinde dünya belli belirsiz bir rüya gibi görünür.
S: Eğer benim dünyam bir rüyadan ibaretse ve siz de onun parçası iseniz, siz benim için ne yapabilirsiniz? Eğer rüya hakiki değilse, onun bir varlığı yoksa, gerçek onu nasıl etkileyebilir?
M: Rüya, devam ettiği sürece geçici bir varlığa sahiptir. Ona sıkı tutunmak sizin arzunuzdur, sorunu yaratan da budur. Bırakın gitsin, rüyanın sizin olduğunu düşünmekten vazgeçin.
S: Siz rüyanın, rüya gören olmadan da var olabileceğine ve kendimi rüyam ile özdeşleştirmemin kendi tatlı dileğim olduğuna kesin gerçek gözüyle bakar gibisiniz. Fakat ben rüyayı görenim ve de rüyayım. Peki, rüyayı kim durduracak?
M: Bırakın, rüya kendi kendine, ta sonuna dek açılıp çözülsün. Bunu durdurmak elinizde değil. Fakat onun rüya olduğunu görün, ona gerçeğin damgasını vurmayı reddedin.
S: İşte burada önünüzde oturuyorum. Ben rüya görüyorum ve siz benim rüya konuşmamı izliyorsunuz. Aramızdaki bağlantı nedir?
M: Benim sizi uyandırma niyetim aramızdaki bağlantıdır. Gönlüm uyanmanızı diliyor. Rüyanızda ıstırap çektiğinizi görüyorum ve dertlerinizin bitmesi için uyanmanız gerektiğini biliyorum. Rüyanızın rüya olduğunu idrak ettiğinizde uyanırsınız. Fakat ben rüyanızın içeriğiyle ilgilenmiyorum. Uyanmanız gerektiğini bilmek benim için yeterlidir. Rüyanızı belli bir sonuca vardırmanız ya da onu soylu, mutlu, veya güzel yapmanız gerekmez; bütün yapmanız gereken, rüya gördüğünüzü idrak etmektir. İmgelemeyi bırakın, zannedip inanmayı bırakın. İnsanlık halindeki çelişkileri, uyuşmazlıkları, yalanı ve kederi ve bunlardan öteye geçmenin gereğini görün. Uzayın sonsuz genişliği içinde minicik bir bilinç atomu yüzmektedir ve o tüm evreni içermektedir.
S: Rüyada gerçek ve ebedi gibi görünen sevgiler vardır. Onlar da uyanıca kaybolurlar mı?
M: Rüyada bazılarını sever bazılarını sevmezsiniz. Uyandığınızda ise, her şeyi kucaklayan sevginin ta kendisi olduğunuzu görürsünüz. Kişisel sevgi her ne kadar has ve yoğun olsa da, mutlaka bağlayıcıdır; özgür sevgi ise her şeyi kapsayan sevgidir.
S: İnsanlar gelir ve giderler. İnsan karşılaştığını sever, herkesi birden sevemez.
M: Siz sevginin kendisiyseniz, zamanın ve sayıların ötesinde olursunuz. Birini sevmekle herkesi seversiniz; herkesi severken her birini seversiniz. Biri ve hepsi birbirlerini dışlayıcı değildirler.
|
 |
|
beyrutkapı
    
490 Mesaj Göndermiş |
Mesajın Eklenme Tarihi - 17/02/2023 : 15:30:18
|
Diyaloglar illüzyonu ve delüzyonu apaçık ortaya koyacak şekilde nefis bozadi.
Neye üzülüyoruz? Aslında iyi bir soru gaia. Madem ki her şey olması gerektiği gibi oluyor... Fakat burada trajedi ister istemez içine çeker insanı. Zira her türlü olasılığın olabilecek en kötü halinin çöktüğünü görmek insanı elbette üzer. Paranın en büyük motivasyon kaynağı olduğu bir sistemde depremden önce ve depremden sonra yapılabilecek bir sürü şey varken, tüm olanların acıyı en çok arttıracak şekilde gelişmesi insanı üzüyor. Tüm bunlara maharaj gibi çok başka bir seviyeden bakmak elbette mümkündür. Ama ben henüz orada değilim. Tüm bu trajedinin içinde bana öyle geliyor ki deprem öncesi ve sonrasında olan bir çok şey, kh ye besin sağlamak amacıyla acıyı arttırmak üzere kurulmuş sanki. Maalesef kasyopyalılarin dedigi gibi oluyor kitle bilincinin eğitimi için acı kaçınılmaz bir son. Bozadi ye de endişeli bir şekilde katılıyorum, önümüzdeki süreçte yaşanabilecek acıların bir ön izlemesi de olabilir tüm bunlar. Başı sıkışınca insanlar müthiş bir dayanışma ve iş birliği gösterebiliyor, keşke bu uyum ve denge bu kadar kısa sürmese. Aksi halde dünyanın doğum sancıları büyük acılar getirecek. |
 |
|
Feylefus
    
49 Mesaj Göndermiş |
|
bozadi
    
12286 Mesaj Göndermiş |
|
Dionysos
    
3054 Mesaj Göndermiş |
Mesajın Eklenme Tarihi - 21/02/2023 : 15:23:03
|
Aağıdaki görüntüyü bu adreste gördüm. Eski bir konuşamymış. Bu depremden daha önce yapılmış
Fırlatılan bir çubuk 5km derine nüfuz? (edemez? en azında kayaya edemez. Olağanüstü bir hız gerekir ki o hızda da aşınır yanar vs) Bunu geçti metti diyelim bir çubuk depremi nasıl yapıyor?
https://twitter.com/ivan_8848/status/1627952114575069186
https://t24.com.tr/video/turkiye-uzay-ajansi-baskani-serdar-huseyin-yildirim-in-deprem-videosu-gundem-oldu,52397 https://www.gazeteduvar.com.tr/turkiye-uzay-ajansi-baskani-yildirimin-deprem-konusmasi-gundem-oldu-haber-1604263
pytranscriber ile
Eklenti: Uzaydann dünyaya olacak müdahalelerde yapacağız Hiçbir şey yok Hele bizim gibi ülkeler Hiçbir şey yok Yani Bir örnek vereyim Böyle bir silah sistemi çalışıldığını ben gördüm projesini gördüğüm için söylüyorum Hem de çok basit şu elektrik direkleri var ya sokaklarda O direkler kadar ya yaklaşık 7-8 metre 10 metre Yüksekliğinde Metal çubuklar Bildiğin Çubuk içinde hiçbir şey yok patlayıcı yok hiçbir şey yok Ama şey titanyum alaşımlı sert malzemeden metalden Çubuk Bunlar uyduya yerleştiriyorlar Belli sayıda Oradan Hedefleyerek Dünyaya fırlatıyorlar onu bir kazık gibi Ucu da Sivri Geliyor mesela Allah korusun bir yere düşüyor işte isim vermeyecek Şimdi bir şey felaket senaryosu olmaz ama Yere çarptığı anda Yer Öyle bir hızla geliyor Ve Ya 7-8 şiddetli bir deprem oluştur Uçurtmanın etkisiyle orada ne varsa yerle bir oluyor Bakın burada hiç silah yok patlayıcı yok bomba yok bundan hiçbir şey yok Basit bir çubuk Ama öyle bir güç var işte ya uzaydan gelene bunu ne görme şansım var ne savunma şansın var ne durdurma şansın var
|
 |
|
Dionysos
    
3054 Mesaj Göndermiş |
Mesajın Eklenme Tarihi - 21/02/2023 : 15:39:26
|
Bu videonun geçmiş tarihli herhangi bir yere yüklenmiş orjinal versiyonu var mı? Bunları kim üretiyor? Bu videonun ses kaydının 6 şubat tarihi öncesi herhangi bir yayını var mı? Her neyse bunları bilmiyorum. Kurgu asıl bilmiyorum ama bu şey aklıma şunu getirdi. İki şey ama birincisi
Eklenti: S: (L) O laneti oraya kim koydu? C: Mısırlılar. Yeterli zihinsel enerjiyle herkes başarılı bir şekilde lanet üretebilir
İnsanlığın üzerinde durması gereken bir kavram da bu sanırım.
İkincisi onu yaz-a-madım. Yan kurgu montaj üretim ihtimali. Neden üretilebileceğini sanırım sonuç üzerinden kestirebiliriz.
https://twitter.com/jmerdou/status/1627836400526585857
pytranscriber ile metin deşifresi
Eklenti: Kulaklarını iyi aç abi Direkt söyleyeceğim abi Osman abi duyuyor musun beni Dinliyorum abi Abi 7.4 Gerçekleş Hiç kimse kalmayacak abi Tertemiz olacak abi her şey Güllük gülistanlık Anladın mı abi Bunu kalben inanıyor musun ya Adım Nasıl olduğuna inandığım gibi Buna inanıyorum Süleyman sen bir tarih veriyor musun ya onu merak ettim Ben tarih vermiyorum ben ebcede ve şeye göre bekliyorum Her sabah uyandığımda da Ayşe abla erken uyanıyorum ya Ya ben ilk yaptığım şey Sözcü ile karar gazetesine bakıyorum Bir şey oldu mu diye olmamış oluyor Ben Her sabah Ya uykumdan Felak yani Keşke imkan olsa da Hiç uykusuz kalsam böyle uyuyma diye bir şeyim olmas Her an bekliyorum Tetikteyim yani Ve Benim konuşmalarımda Ben ısrarla diyorum ya Çıkın çıkın çıkın Gelin diyorum ya abla Gidin veya diyorum Sebeb
|
 |
|
Dionysos
    
3054 Mesaj Göndermiş |
|
Dionysos
    
3054 Mesaj Göndermiş |
Mesajın Eklenme Tarihi - 21/02/2023 : 17:45:47
|
Haarptan anladığım şu. Gerçekten bir deprem oluşturmuyorlar. Zaten fay varsa zaten gerilim varsa zaten bir deprem olam potansiyelindeyse ve haarpla üretebileceğin potansiyelde bir depremde eli kulağındaysa ona sen neden olabilirsin ve başlatabilirsin hepsi bu. Yani bu Haarpsa 2 sene 8 doğal olacaktı ya da 200 sene sonra 8,5 mu? Bunu mu anlayalım. Eğer bu böyleyse nasıl göreceğiz? Gidip taşın için deprem koymuyorlar. Kopmak üzere olan bir gerilimi serbest buırakbilirler.. |
 |
|
Dionysos
    
3054 Mesaj Göndermiş |
Mesajın Eklenme Tarihi - 21/02/2023 : 18:06:59
|
Depremin gerçek bilançosu /sonuç
Bir kaç onbin insan travmatik biçimde -travmatize olarak öldü. Belki de ağır ruhsal yara/hasar Bir kaç (belki 2-3) milyon insan ağır/mutlak biçimde travma hasarı aldı, travmatize oldu/oluyor. Soğukta her gün sallanan yerle başbaşa evleri artık mezar gibi hissederek yaşıyorlar. Bir kaç (belki 3-5) milyon insan ağır orta travma Bir kaç belki 5-10 milyon insan orta/hafif travmatize oldu/edildi. Travma gerçektir. Çoğu iyileşene bunu iyileştirmeyi ve iyileşmeyi yani atlatmayı öğrenene kadar gerçek .Belki de bilinçaltının derinliklerinde psişik hasarlar ya da etkiler. Muhtemelen iki yönü . Korku dehşet panik enerjileri açığa çıkarma diğer yönünde güçlenme direnç pasifizasyona karşı koyma gelişme iradeleri... Milyonlarımız insanlıktan ve yaşanan topluluktan ve onlarla bir arada uyum içinde yaşayabilmekten ümidi kestik.. Doğal olarak eğence dünyası ve sahte bir yas arası. Toplumsal kaos ve seçim arefesi. Karmaysa karmaysa, dersse ders, doğal olguysa doğal olgu, evrimse evrim, tetiklendiyse de tetikli ama zaten varolacak/gerçekleşecek olgunun zaman çerçevesinin değişiminden başka anlam ifade etmez . Hepsi bu. Gerçek sonuçlar. |
Edited by - Dionysos on 21/02/2023 18:08:34 |
 |
|
Feylefus
    
49 Mesaj Göndermiş |
Mesajın Eklenme Tarihi - 21/02/2023 : 22:53:24
|
güncellenecek |
Edited by - Feylefus on 22/02/2023 10:11:09 |
 |
|
Feylefus
    
49 Mesaj Göndermiş |
Mesajın Eklenme Tarihi - 21/02/2023 : 23:03:27
|
Hatay depreminde 30 katrilyon Joule enerji ortaya çıkmıştır.
|
Edited by - Feylefus on 22/02/2023 01:33:26 |
 |
|
|
Mesaj  |
|