Yazar |
Mesaj  |
|
bozadi
    
12438 Mesaj Göndermiş |
Mesajın Eklenme Tarihi - 14/11/2010 : 12:35:23
|
arkadaşlar, bu başlık altında, gezegen küremizin bu süreçte geçirdiği dönüşümlerle ilgili bilgileri toparlamak, fikirlerimizi paylaşmak iyi olabilir diye düşündüm.
son süreçlerde dünyanın her yerinde depremler, yanardağ faaliyetleri, başka binbir türlü dönüşümler gerçekleşiyor. güneş sisteminde de son yıllarda astronomik faktörlerde bazı değişimler olduğuna dair pek çok ipucu var. ayrıntılı olarak bilmiyorum bu konuları ama burada yavaş yavaş bilgilerimizi toparlayabiliriz belki.
ben şu an için bana ilginç gelen, kasyopya celselerinde "açılma fenomeni" denen birşeyle ilgili olarak türkiye ve dünya genelindeki bazı olaylara dair birkaç haber paylaşmaya başlamak istiyorum.
17 Ocak 1997 celsesinde şöyle bir veri geçiyor:
S: (T) Geçen hafta MM üzerinde konsantre olduk ve siz de bizi beladan uzak tutmakla uğraştınız. C: Dünyasal/Evrensel önemde şeyler üzerinde "konsantre" olmayı çok isteriz. Manto tabakası durduğunda veya yavaşladığında ama yerkabuğu durmadığında veya yavaşlamadığında sizce ne olur?
S: (L) Frank de önceki gece bununla ilgili bir rüya görmüştü. (T) Mantonun yavaşlaması hakkında mı? Tamam, eğer manto yavaşlarsa ama kabuk yavaşlamazsa... (L) Bir kase çorba taşırken birden durmak gibi... (T) Dökülür çünkü yüzey hareket etmeye devam ediyor... Tüm okyanusların suyunun etrafa dağılması mı? C: Hayır.
S: (L) Çok sayıda deprem mi? C: Belki ama daha büyük resim nedir?
S: (L) Daha büyük resim dünyanın yörünge konumunun, hızının değişmesi... (T) Hayır. Büyük resim dünya üzerindeki hayatın tamamen silinmesi. C: Hayır.
S: (L) Diğer gök cisimleriyle enerji alışverişi mi? C: Hayır.
S: (J) Çekimsel değişiklikler... C: Daha yakın...
S: (L) Çekim değişiyor, tamam... Çekim azalıyor... C: Çekimle ilgili verdiğimiz ipucu neydi?
S: (L) Çekim bağlayıcı... (T) ve evrenin gerçeği. C: Temel.
S: (T) Temel. Çekim gerçek temel unsur. Bunu mu kastediyorsunuz? C: Yakın.
S: (L) Eğer çekim hafiflerse, ve çekim bağlayıcıysa, o zaman herşey... Ouu, nereye varmamızı istediğinizi anlıyorum. (J) Evet, çekim bağlayıcı. Çekim olmazsa herşey dağılır... C: "Dağılmaz" canım, herşey "açılır!"
S: (L) Açıldığı zaman ne olur? C: Değişim. (earth changes: fiziksel gezegensel değişim/dönüşümler)
15 Nisan 2000 celsesinde Laura şöyle bir referansta bulunmuştu o geçmiş celseye:
S: (L) Bunu anlatırken herşeyin “açılmasından” bahsediyordunuz. Dünyanın dönüşünde çok küçük bir yavaşlama olması durumunda bile, çekimsel olarak herşeyin “açıldığını” söylemiştiniz.
dünyanın iç katmanlarının yavaşlamasına neden olan şey, 'ikiz güneş'in bizim güneşimize yaklaşması sanırım temel olarak. yani celselerde o şekilde açıklandı gibi hatırladım. ama tek sebep olarak bu mu söylenmişti hatırlamıyorum. 4. yoğunluk boyut dalgasının yaklaşması da alakalı / destekleyici olabilir bununla ilgili olarak. bu ve muhtemelen diğer manyetik faktörler, dünyanın dönüş hızının yavaşlamasına neden oluyor diye ifade ediliyor.
o veya bu şekilde, dünyanın mantosunun / iç katmanlarının yavaşlaması, ama kabuğun aynı hızla yavaşlayamaması neticesinde fay hatlarının oluşumu, var olan fayların etkinleşmesi, depremler, obruklar falan oluşuyor anladığım kadarıyla. yanardağ faaliyetlerinin artışı da bununla ilgili olabilir, ki kasyopya celselerinde yanardağ faaliyetlerinin artışına dair ipuçları verilmişti. yalnız hatırladığım kadarıyla, yanardağ faaliyetlerinin artışıyla ilgili yapılan açıklamalardan biri, 4. yoğunluk boyut dalgasının manyetik gücünün, dünyanın mağma tabakasını kendine doğru çekmesi olarak tanımlanmıştı diye hatırlıyorum. "ikiz güneş" de benzer bir etki yapıyor olabilir.
depremler malum zaten. son birkaç yılda irili ufaklı depremlerin sayısında inanılmaz bir artış var. Türkiye'de ne kadar çok sayıda ilde hafif ve orta ölçekli depremler olmakta olduğunun farkındayız sanırım. dünyanın çeşitli yerlerinde de durum aynı sanırım ve şiddetli depremler de hiç eksik olmuyor.
şimdi, tüm bu konulara organize bir yaklaşımda bulunacak kadar bilgi ve yorum gücüne sahip değilim şu anda. biraz kaotik bir giriş olacak, zamanla uygun şekilde toparlarız konuları.
yakın zamanlardaki (2010 yılı içinde) obruk oluşumlarıyla ilgili şu haberle başlamak istiyorum:
"Karapınar'da Bir Obruk Daha" başlıklı bir haber ve ilişkili başka bir haber videosu:
http://www.ntvmsnbc.com/id/25119074 http://video.ntvmsnbc.com/kalp-acisi-konya-karapinarda-collesme.html |
|
bozadi
    
12438 Mesaj Göndermiş |
Mesajın Eklenme Tarihi - 14/11/2010 : 12:44:24
|
videodaki ablanın açıklamaları çok samimi ve zaman zaman çok komikti. :) aşağılama gibi birşey niyetle söylemiyorum bunu kesinlikle. içtendi ve çok güzeldi. empatiyle bakıyorum yani. |
 |
|
bozadi
    
12438 Mesaj Göndermiş |
Mesajın Eklenme Tarihi - 14/11/2010 : 13:31:47
|
ve kaderle/derslerle (ister olumlu ister olumsuz olsun/görünsün) barışıklık hali çok güzeldi bence.
ruhsal/varoluşsal güven, hepimizin aradığı ilaç diye düşünüyorum. dilerim birbirimizin güvensel gelişimine etkili şekilde katkıda bulunuruz.
ele aldığımız konularda güvensizlik eğilimlerimizi tetikleyebilecek pek çok şey olabilir, ama gerçeklerden kaçamayız. gerçeklerde bir sorun da yok zaten, bizim bakış açılarımızda sorun var, varsa. yani öyle inanıyorum [yani öyle inanan parçalarım şu an için etkin :) ]
işbirliği ve dayanışma ile bu bakış açısı problemlerini tespit edip çözümleri bulmaya ve uygulamaya çalışmamız gerekiyor sanırım o durumda.
eğer gerçekler özü ve bütünselliği itibariyle iyiyse, biz niye bu kadar acı çekiyoruz? bilgisizlik yüzünden olmalı. eğitim şart! :) siz ne düşünüyorsunuz? |
 |
|
Alemtac
    
2538 Mesaj Göndermiş |
Mesajın Eklenme Tarihi - 15/11/2010 : 00:01:06
|
Eğer Dünya'yı bir futbol topu büyüklüğünde düşünürsek kabuğu da ancak topun üzerine yapıştırılmış bir posta pulu kalınlığındadır. Yerkabuğu mantoya oranla daha hafif maddelerden oluşmuştur ve bu iki katman arasındaki geçiş bölgesi nerdeyse kesin bir sınır çizer. Bu sınırın varlığını gösteren en önemli kanıt yerkabuğundaki deprem titreşimlerinin süreksizlik bölgesinden geçip mantoya ulaştığında birden bire hızlanmasıdır. Manto ile kabuk arasında "taşküre" bulunur. Daha çok silisyum ve alüminyum bileşimindeki taşlardan oluşması nedeniyle sial de denir. Manto, yer hacminin en büyük bölümünü oluşturur. Yapısında silisyum, magnezyum , nikel ve demir bulunmaktadır. Mantonun üst kesimi yüksek sıcaklık ve basınçtan dolayı plastiki özellik gösterir. Alt kesimleri ise sıvı halde bulunur. Bu nedenle mantoda sürekli olarak alçalıcı-yükselici hareketler görülür. Mantodaki Alçalıcı-Yükselici Hareketler Mantonun alt ve üst kısımlarındaki yoğunluk farkı nedeniyle magma adı verilen kızgın akıcı madde yerkabuğuna doğru yükselir. Yoğunluğun arttığı bölümlerde ise magma yerin içine doğru sokulur.
Yer kabuğu okyanusların ve denizlerin altında uzandığı zaman "okyanus kabuğu" , kıtaları oluşturduğu zaman'da "kıta kabuğu" olarak adlandırılır. Okyanus kabuğunun kalınlığı 6–8 km arasındadır. Oysa ortalama kalınlığı 40 kilometreyi bulan kıta kabuğu yüksek sıradağların altında 60-70 kilometreye ulaşır.
Okyanus tabanının yanlara doğru yayılarak genişleyebilir. Bunun nedeni de Dünya'nın magnetik alanının zaman zaman yön değiştirmesidir. Yerkabuğunun derinliklerindeki erimiş magma yüzeye çıkarak kristalleşirken bazı mineral parçacıkları mıknatıslanır. Böylece her biri Dünya'nın magnetik kutuplarını gösteren küçük birer mıknatısa dönüşür. Jeologlar yaşları bilinen lav katmanlarının, yapılarındaki mıknatıslanmış parçacıklar bazen kuzey, bazen güney magnetik kutbuna yönelecek biçiminde yan yana yerleştiğini saptamışlardır. Bunun nedeni, bir katmandaki mıknatıslanmış parçacıkların kuzey ve güney kutuplarının Dünya'nın magnetik kutuplarına uygun olarak dizilmesi, sonra magnetik kutuplar yön değiştirdiğinde üstteki yeni katmanda bulunan parçacıkların bir önceki katmandakilere ters yönde yerleşmesidir. Kısacası okyanus kabuğu magnetik bantlı dev bir kayıt aleti, yani bir teyp gibi Dünya'nın magnetik alanındaki bütün değisikleri bir bir kaydetmiştir. (vikipedi" den derledim) Dünya'nın manyetik kutupları yer değiştiriyor, biliyoruz. Yukarıdaki bilgilere göre defalarca manyetik kutuplar değişmiş. Dünyanın temel frekansı veya "kalp atışı"(Schumann Rezonansı) dramatik olarak artıyor. Bu değer coğrafik bölgelere göre değişmesine rağmen, asırlardır toplam ölçüm saniyede 7.8 devir olarak ölçülmüştü. Son raporlar bu değerin 12.7 devir/saniye'nin üzerine çıktığını ve yükselmeye devam ettiğini gösteriyor. Dünyanım kalp atış hızı artarken, manyetik alanının zayıfladığı ve bunun da manyetik kutup değişiminin bir delili olduğu söyleniyor
Güneşimiz ise 4.5 milyar yaşında ve 9 milyarlık ömrü olduğu söyleniyor. ( http://www.kuantumbeyin.com/index.php?option=com_content&view=article&id=99&Itemid=100 ) ve ( http://gokbilim.com/dergi/?p=725 ), ayrıca birçok başka yayını da bulabiliriz. Güneşte olan olayların, Dünya Güneşin kronası içinde olduğundan nasıl bir etki oluşturduğunu yakın zamanlarda gördük. Güneş'in kendisi de bir manyetik alana sahiptir ve bu manyetik alan Güneş Sistemi'nin çevresinde heliosfer olarak adlandırılan bir 'yumurta' şekli oluşturur. Heliosfer gözyaşı biçimindedir ve uzun, ince ucu hareket ettiğimiz yönün aksi yönüne bakar. Ruslar Heliosfer'in ön kenarına baktılar ve orada parıldayan uyarılmış plazma enerjisinin varlığını gözlemlediler. Güneş'in heliosferi 10 astronomi birimi derinliğindeydi (bir astronomi birimi Yeryüzü'nün Güneş'e olan uzaklığı kadardır, yani yaklaşık 93 milyon mil). Dr. Dmitriev'in dediğine göre bugün bu parıldayan enerji 100 astronomi birimi derinliğine ulaşmış durumda.
Rusya Ulusal Bilim Akademisi bize bir zaman çizelgesi vermiyor, fakat eskiden bilinen ve kabul edilenle, şimdiki durum karşılaştırıldığında en az yüzde binlik bir artış görülüyor. Rusların dediğine göre Güneş'teki bu değişim gezegenlerin işleyiş biçimini ve destekleyebilecekleri yaşamın türünü de değiştiriyor. Hatta DNA sarmalının da değişim geçirmekte olduğunu söylüyorlar. Heliosfer'in süregelmekte olan genişlemesinin bizi sonuç olarak yeni bir enerji düzeyine taşıyacağını, Güneş'in kendisinden enerji saçarken yaydığı temel harmonik dalga boylarında ani bir genişleme olacağını ve yayılan enerjideki bu artışın Güneş Sistemi'ndeki maddelerin tümünün temel doğasını değiştireceğini düşünüyorlar. (daha geniş bilgi için : http://indigodergisi.com/nesrin_19.htm )
Bence pek birşeye benzemedi ama emek verdim diye gönderiyorum :)
|
 |
|
bozadi
    
12438 Mesaj Göndermiş |
Mesajın Eklenme Tarihi - 15/11/2010 : 08:57:19
|
konuyla ilgili bu bilgileri paylaştığın için teşekkürler sevgili Alemtaç. bence çok yerinde oldu. :) |
 |
|
bozadi
    
12438 Mesaj Göndermiş |
|
bozadi
    
12438 Mesaj Göndermiş |
Mesajın Eklenme Tarihi - 15/11/2010 : 10:12:26
|
31 mayıs 2010 (6 ay kadar önce) guatemala'da oluşan devasa obruklardan biriyle ilgili haber. ingilizce'de 'sinkhole' diye geçiyor. türkçe karşılık olarak su-batan ve obruk terimleri geçiyor.

haber linki
video: http://www.youtube.com/watch?v=muvVDvm9rRI |
 |
|
bozadi
    
12438 Mesaj Göndermiş |
Mesajın Eklenme Tarihi - 16/11/2010 : 11:43:51
|
5 Haziran 2010 tarihli haber:
"Bostancı metro çalışmasında açılan şeytan çukuru"

haber ve video: http://alturl.com/mk57h |
 |
|
bozadi
    
12438 Mesaj Göndermiş |
Mesajın Eklenme Tarihi - 16/11/2010 : 11:56:50
|
Şubat 2010 tarihli haber:
Tekirdağ Malkara'da açılan obruklar korkuttu

haber linki |
 |
|
bozadi
    
12438 Mesaj Göndermiş |
Mesajın Eklenme Tarihi - 16/11/2010 : 13:33:54
|
2010 yılı içinde çin'in çeşitli bölgelerinde açılan yuvarlak çukurlar şaşırtıyor ve korkutuyor!
haziran 2010
çin'in zheijiang eyaletinde yolda açılan çukur
 ing. haber: http://alturl.com/wvfns
haziran 2010, Jiangxi eyaletindeki bir olay

ing. haber: http://alturl.com/xnhc3
haziran 2010, Çin'in Hunan eyaletinde açılan 80 metre genişliğinde bir çukur bir okulun bahçesini yutuyor ve çevredeki binalara zarar veriyor. bu çukur daha sonra 150 metre genişliğe ve 50 metre derinliğe ulaşıyor. 20'den fazla evi yutuyor.

video: http://www.youtube.com/watch?v=JhLePGgczcs
ağustos 2010, taiyuan'da (çin) yolda oluşan bir obruk, dört katlı bir hastane binasının çökmesine neden oluyor.
 ing. haber: http://alturl.com/z2v36 |
 |
|
bozadi
    
12438 Mesaj Göndermiş |
|
bozadi
    
12438 Mesaj Göndermiş |
|
Scyth
    
1105 Mesaj Göndermiş |
Mesajın Eklenme Tarihi - 16/05/2015 : 13:17:56
|
Konya'da Obruk
Söz konusu tarlanın sahibi Mehmet Biltekin, tarlasında obruk oluştuğunu kendisine komşularının haber verdiğini söyledi.
"Büyük gürültüyle tarla çökmüş. Ne yapacağımızı bilmiyoruz. Tedirginlik ve korku içinde yaşıyoruz" diyen Biltekin, tarlada kimsenin bulunmamasının faciayı önlediğini anlattı.
Biltekin, obruğun 10 metre çapında ve yaklaşık 70 metre derinliğinde olduğunu dile getirdi.
Aynı mevkideki tarlanın sahibi Muhammet Ardıç da bir gün önce çöküntü olmayan tarlada ertesi gün obruğun ortaya çıktığını fark ettiklerini belirtti.
Ardıç, "Yoldan geçerken obruğu gördük. Allah'tan üzerinden geçerken çöküp de içine düşmedik" dedi.
Yüzün üzerinde irili ufaklı obruğun bulunduğu Karapınar'daki Çayırçukuru mevkisinde 20 Ocak'ta 3 metrekare çapında ve 10 metre derinliğinde obruk oluşmuştu.
http://www.konhaber.com/yeni/index.php?sayfa=galeri&gid=931&page=
20 Ocak 2015 Obruğu
http://www.hurriyet.com.tr/yerel-haberler/Konya-Haberleri/konya-da-yeni-obruk-olustu_47610 |
 |
|
|
Mesaj  |
|