Yazar |
Mesaj  |
|
Mordevrim
    
91 Mesaj Göndermiş |
Mesajın Eklenme Tarihi - 10/04/2009 : 00:37:00
|
Son zamanlarda algıda seçicilikten midir nedir sürekli Kasyopya Celselerinde de bahsi geçen melatonin ile ilgili yazılar çarpıyor gözüme. Sizlere de alıntılamak istedim.
Taratak ise vücudumuzdaki melatonin salgılanımını artıran bir Yoga çeşidi.
_________________________________________________________________
Davranış ve fizyolojik ritim kontrolü gibi büyük bir yelpazeyi içinde bulunduran, hareket, uyuma devreleri, vücudun ısısının ayarlanması, kalbin hareketleri, strese cevap verme, hanımların aylık periodları gibi, birçok endokrin işlemlerini, beyin epifiz bezinin salgılamış olduğu bir hormon olan Melatonin düzenler. Ritimdeki bütün bozukluklar da kandaki Melatonin hormonunun seviyesi ile anlasilabilir.
Epifiz bezi beynimizde bezelye kadar küçük bir organdır ve vucudumuzdaki Melatonin’in çoğunu o sağlar. Bir miktar gözlerden ve gut'dan da Melatonin salgılanır ama bu miktarı azdır. Normal olarak epifiz bezi Melatonin hormonunu gündüz az gece ise çok miktarda salgılar. Gece çok ışıklı bir ortamda oturursak salgılanan Melatoninin miktarı azalır. Çünkü gözler epifiz bezine bağlı olarak çalısır.
Gece Melatoninin az salgılanması hücrelerin savunma mekanizmasini azaltır, kansere neden olan etmenleri arttırır. Normalden daha çok elektromanyetik alanda kalmak da gece salgınanan Melatoninin miktarini azaltmaktadir. Melatonin kanserin hem oluşmasını hem de ilerlemesini önler, bu nedenle bağışıklık sistemimizin korunmasında çok önemli rolü vardır.
Melatoninin bu kadar önemli olması nedeniyle, bunu vücutta arttırmak için ne yapmamız gerektiği hususunda birçok arastırma yapılmaktadır. Bunun için, zaman zaman hayvanlarda kullanılmaktadir, ancak insan fizyolojisi hayvanlardan değisiktir, bu nedenle bu çalışmalar fazla faydalı olmamaktadır. Tantrik Yoga çalışmaları ile vücuttaki Melatonin seviyesinin arttırılması denemeye değerdir. Bu yogalardan biri Nadi Shodhan Pranayama (birbiri ardından burundan nefes alip verme ), digeride Tratak’dır (gözü bir mum ışığına, meditasyonda kullanılan bir diagrama veya noktaya odaklamak).
Tratak gözleri ve zihni bir mum ışığına veya objeye odaklayarak yapılan bir Yoga egzersizidir. Vücudumuzda Melatoninin en cok bu çalışma ile salgılandığı tesbit edilmiştir. Yanan bir mum ışığına gözü fokusluyoruz ve bu işlem sırasında beynimizin sap kısmını da dengelemiş oluyoruz. Gözler mum ışığına odaklandığı zaman epifiz bezine hormon salgılaması için uyarı yapıyor ve hormon salgılanması bu işlemi yaptığımız sürece, her gece artarak devam ediyor. Bağışıklık sistemini korumamız için gece bir müddet mum ışığına odaklanmamız ve sonra uyumamız hormonlarla ilgili çalışmalar yapan doktorlar tarafından şiddetle tavsiye ediliyor.
Tratak beynin her iki yarısında dengeyi sağlar ve epifiz bezinin büyük miktarda Melatonin hormonu üretmesini destekler. Melatonin hormonu, vücutta kanser oluşum riskini büyük oranda düüşren bir hormondur. Tratak ayrıca olaylara kolay konsantre olma gücümüzü de arttırır.
Uygulanışı:
Göz seviyenizde önünüze 1 metre kadar uzagınıza bir mum koyun. Gözlerinizi kapatın ve birkaç dakika nefesinize konsantre olun. Yavaş ve düzenli nefes alarak kendinizi derece derece, derin relaks duruma getirin. Sonra gözlerinizi açın ve mumun alevine birkaç dakika bakın. Gözlerinizin fokusunun mum ışığından ayrılmamasına dikkat edin. Mum ışığı zihninizde canlanana kadar focus durumunu bozmayın ve mum ışığına odaklanın. Gözleriniz yasarırsa veya kurursa, ihtiyaciniz olduğu kadar gözlerinizi kirpabilirsiniz. Aklınızdan bütün düşünceleri çıkarın, 2 dakika kadar sonra gözlerinizi kapatın ve mumun alevini gözünüz kapalı olarak, olabildiği kadar çok detayları ile gözünüzün önune getirmeye çalışın, aklınızda canlandırın. Eğer zihninizde, görüntü solgunlaşmaya başlarsa, gözlerinizi kısa bir süre açın. Bunu tam olarak yapabildiğinize emin olana kadar deneyin ve konsantrasyon olma kabiliyetiniz iyice arttığı zaman Tratak yapma zamanınızı uzatın.
Ateş bize verilmiş bir hediyedir ve fiziksel dünyamızda çok buyuk bir yeri vardır. Ateş bize korunma, beslenme ve ışık sağlar. Yediğimiz besinleri onun yardımı ile pişirebiliriz. Metafizik olarak söylersek, element olarak ateş bizim negatif enerjilerden korunmamızı destekler. Şamanizmde ateş, güneyin elementidir ve niteliği kuvvettir, korunmadır, arınmadır, inançtir, güvendir. Ateş bizim ruhsal açlığımızı besler, doyurur. Ateş bizim hepimizin içinde de yanar. Vücudumuzun görevini yapabilmesi icin gereklidir. O aklımızın ve ruhumuzun sağlıklı çalışması icin önemli bir unsurdur. Ateş bize hem yukarıdan hem de aşağıdan gelen bir hediyedir. Anne dünyamızdan yakıt olarak çeşitli sekillerde çıkar ve gökyüzünden hava ile gelir ve bizi kuşatır. Ateş elementi bize ruhsal ışık verir, ruhumuzun gideceği yolu görünür yapar. Bir ateşin karşısına oturup, gözlerinizi hiç alevlere odakladınız mı?
Mum ışığı ile yapılan meditasyonu hepimiz biliyoruz, Tratak dediğimiz, yukarida açıkladığımız. Bunu denerseniz göreceksiniz ki, sizi çok etkileyip, fiziksel ve ruhsal bedeninize rahatlık, huzur, dinginlik verecek, kendinizi yeniden doğmus gibi hissetmenizi sağlayacak, ayrıca (bağışıklık sisteminizi güçlendireceği için)birçok hastalığa da kalkan olma gorevini üstlenecektir.
_________________________________________________________
Tratak nasıl yapılır?
Tratak bir nesneye, gözlerin kırpılmadan -gözlerden yaşlar boşanıncaya dek- bakılmasıdır. Burada önemli olan, sadece gözlerin bu nesneye bakması değil aynı zamanda tüm dikkatin de o nesneye yönlendirilmesidir. Dağınık bir zihinle yapılan tratak hiç bir fayda sağlamaz.
En bilinen tratak nesnesi mum ışığıdır. Loş bir odada, öğrenci tüm dikkatini göz hizasında bulunan bir mumun ışığına verir. Gözlerini hiç kırpmadan sadece bu ışığa konsantre olur. Daha sonra, gözlerini kapatarak aynı nesneyi kapalı gözlerle görmeye çalışır yani saguna meditasyonu yapar.
Mum haricinde kullanılabilecek diğer nesneler:
*Beyaz bir duvardaki siyah bir nokta *dolunay ya da gökteki parlak bir yıldız *aynada gözün irisine bakmak *iki kaş arasındaki boşluğa bakmak *burnun ucuna bakmak *çakralara bakmak (sadece ileri seviyedeki öğrencilere önerilir.) *bir gurunun resmine bakmak
Tratak uygulamalarının faydası nedir?
Herşeyden önce, zihin sakinleşir, düşünce bombardımanı yavaşlar ve sona erer. Göz bozuklukları düzelir, gözlerin görme oranı yükselir, irade gücü gelişir ve duru görü, düşünce okuma ve benzeri insanüstü güçler - Siddhi'lere ulaşılır.
_________________________________________________________________
İnsan vücudunda bazı hormonların salgılanması dakika, saat, gün, ay ve yıllar içinde değişebilir. Mesela kadınlardaki cinsiyet hormonları her ayın belirli günlerinde artıp azalarak kadını gebe kalmaya veya aybaşına hazırlar. Kadın kırklı yaşlarına gelince genellikle menopoza girer, kadınlık hormonlarının seviyesi önemli değişikliğe uğrar. Adet dönemine doğru ve menopozla birlikte kadınların ruh durumunda gözlenen kötüleşme, hormonların duygularımızı nasıl etkilediğinin çarpıcı bir göstergesidir.
Melatonin, seviyesi gün içinde değişen hormonlardandır. Akşamın alacakaranlığı ve şafak aydınlığı melatonin salgısını uyarır ve durdurur. Yani melatonin geceleri salgılanır. Gecelerin uzun olduğu kış aylarında, melatoninin salgılanma süresi de daha uzundur. Yazın da elbette melatonin salgısı azalır. Bünye, mevsim değişikliğini, melatonin salgısındaki değişiklik sayesinde fark eder.
Melatoninin salgılanma süresinde mevsimlerle ortaya çıkan değişiklik, vücudun başka bölgelerini de uyarır (yani melatonin seviyesindeki değişme, vücudun diğer alanları için bir kimyasal sinyaldir). Böylece canlıların fizyolojisinde ve davranışında mevsimlere özgü farklılıklar oluşur. Mesela bir takım hayvan türlerinin yılın sadece belli dönemlerinde çiftleştikleri malumdur. İşte kedide Mart ayında çiftleşme arzusu uyandıran şey, gecelerin kısalmasıyla birlikte melatoninin salgılanma süresinin de kısalmasıdır.
Melatonine bünyenin verdiği cevap, canlıdan canlıya değişir. Gebelik süresi bunda önemli bir etkendir. Melatonin daima gece salgılandığı halde koyunlar kışın (geceler uzunken) çiftleşir, hamsterler geceler kısalmaya başladığında. Çünkü koyunun gebelik süresi uzun, hamsterinki kısadır. Böylece her ikisinin de yavrusu yılın aynı zamanında (bahar sonlarında) doğar. Bahar sonları ise, hayvan yavrularının hayatta kalabilmeleri için en uygun zamandır. Tabiattaki bu ince ayarı yapan, melatonin salgısıdır.
Melatonin, serotonin adlı bir maddenin dönüşümü sonucunda oluşur. Bu dönüşümü de noradrenalin kontrol eder. Serotonin ve noradrenalin, duygu ve düşüncelerimizi yöneten temel kimyasal maddeler arasındadır. Hatta serotonine halk arasında ‘mutluluk hormonu’ denir. Antidepresan ilaçların çoğu serotoninin veya noradrenalinin etkisini arttırarak faydalı olur.
Araştırmalarda depresyon geçirenlerde melatonin seviyesinin düşük, mani (aşırı neşe, coşku, enerji artışı, kendine güven ile seyreden, depresyonun tam tersi bir durum) geçirenlerde yüksek bulunmuştur. Mevsimden mevsime ruh durumunda ve psikiyatrik hastalıkların sıklığında gözlenen değişikliğin şimdilik en iyi bilinen sebebi, melatonindir. Özellikle MEVSİMSEL AFEKTİF BOZUKLUK denilen bir hastalıkta, kişi genellikle yılın aynı dönemlerinde hastalanmaktadır. Bu dönem yaz da, kış da, bahar da, güz de olabilir.
Melatonin salgısında gecelerin uzayıp kısalmasıyla meydana gelen değişiklik, herkeste aynı etkiyi yapmaz. Yukarıda melatonin salgılanma süresi uzunken (kışın) koyunların, kısayken (baharda) hamsterlerin çiftleşme ihtiyacı hissettiğini belirtmiştik. Melatonin salgılanma süresindeki değişiklik bazı insanlara iyi, bazı insanlara kötü gelir. Bu yüzden kimi kişiler genelde kışın depresyona girer, kimi kişiler yazın. Bunun sebebi henüz bilinmemektedir. İnsandan insana değişen bireysel farklılıklar (yani bünyenin melatonine cevabı) sorumlu olsa gerek.
___________________________________________________________
MELATONİN
Melatonin, insan vücudunun bir biyoregülatörü ( düzenleyicisi) olan çok önemli bir madde (drog) dir. Vücutta normal olarak Epifiz bezinin salgıladığı ( Gece saat 23.00 ile 05.00 arasında ki sadece Ruh sağlığı ve genel sağlığı yerinde olan bireylerde ) bir Hormondur. Melatonin, insan vücudunda tıpkı serotonin denilen madde gibi sentezlenebilen veya dışarıdan alınabilen bir maddedir. Merkezi sinir sistemini uyuşturmaksızın ( Melatonin ne bir uyuşturucu ne de bir uyarıcı maddedir.) insan vücudunda rahatlatıp,gevşemeyi sağlayarak; Amneziyi(unutkanlığı),insomnia'yı (uykusuzluğu) giderir. Vücuda dinçlik, zindelik verir, yaşama içgüdüsünü kırbaçlar. İnsanın hayattan zevk, tat almasını sağlar, insanı rahatlatır. Yani kısaca insanın kendisiyle barışık, mutlu bir yaşam sürmesini sağlar.
Amerika Birleşik Devletleri; melatonin için büyük bir hız ve büyük paralarla süren araştırmalar sonucunda melatonin ile arkadaş olmanın yani melatonin ile yaşamanın kurallarını çözmüştür.
Bu kuralları liste haline getirdiğimizde;
1- Gün ışığındaki zamanınızı mümkün olduğu kadar çoğaltın. Çünkü melatonin gün ışığı almış vücutlarda gece daha fazla oranda çoğalır.
2- Kendinize yeterli uykuyu alın,uyandığınız zaman mutlaka dinlenmiş olun.
3- Gece parlak ışıklardan uzak durun.
4- Akşam işlerden ve zaman değişimi yapan yolculuklardan uzak durun.
5- Sigara içmeyin ve az alkol alın.
6- Elektromanyetik alanlardan uzak durun.
7- Melatonin üretimini minimize edecek (azaltacak) davranışlardan uzak durun.
8- Kalsiyum,magnezyum ve B-6 Vitamini içeren maddeleri ,yiyecekleri yiyin ve bu mineral ve vitaminleri extra alın.
9- Antioksidan içeren yiyecekler yiyin veya antioksidan ilaçları kullanın.bunlar C ve E vitaminleridir.
10- Yatmadan önce melatonin içeren yiyecekler yiyin.
11- Gün içinde belirli bir zamanınızı Meditasyon gibi rahatlatıcı çalışmalara ayırın.
Size melatonin'e göre bir yaşam bicimi öneriyorum. Bu geceleri iyi uykuyla geçip gündüzlerin mümkün olduğu kadar uzun yaşandığı bir yaşam biçimidir. Ayrıca insan vücudunda melatonin üretimi için gerekli yiyeceklerin alınması gereklidir.
Nedir Melatonin İçeren yiyecekler?
1-Yulaf , 2-Mısır , 3-Pirinç , 4-Domates , 5-Zencefil , 6-Muz , 7-Arpa
Bunları ne zaman yiyeceğiz?
Ya gün batmadan önce yada uyumadan bir saat önce bu yiyeceklerin yenmesi iyi olur. Çünkü gün ışığında bunların alınması ile etkileri düşer, azalır. Örneğin muz yatmadan önce yenince kan kolesterolünü düşürür ve gastritli, ülserli midelere iyi gelir. DNA'nın zarar görmesini engeller.
Yulaf , kolesterol seviyesini ve kan basıncını (tansiyonu) düşürür. Domates, DNA'nın zarar görmesini engeller, bazı tümörlerin oluşumunu ve büyümesini de engeller.
Pirinç, antioksidan bir gıdadır, aynı zamanda antikanserojendir. Örneğin tarımsal ilaçlamanın olmadığı pirinçle beslenen Çin Halk Cumhuriyeti'nde kanser vakalarına çok ender rastlanır.
Zencefil ,mideyi ve barsakları rahatlatır ve regl kramplarını yumuşatır, bağışıklık sistemini güçlendirir,kolesterol seviyesini düşürür.
Sinir bozukluklarına iyi gelen serotonin melatoninin bir türevdir.ve B6 vitamini gibi maddeler insan vücudunda melatonini serotonin haline çevirir. Ve vücutta bir rahatlama, gevşeme,relax sağlanır. B6 vitamini doğal olarak avakado bitkisinde ,muzda, bira mayasında, havuçta, karaciğerde ,soya fasulyesinde ve ayçiçeğinde çokça bulunur.
Yani melatonini doğal olarak üretmek için bazı gıdaların alınmasına dikkat etmek gerekir.
Melatonin için diğer önemli konuda kalsiyum ve magnezyum izelementleridir. İnsan vücudunda kalsiyum eksik olursa melatonine dönüşüm oluşamaz.
Kalsiyumun ve magnezyumun akşam saatlerinde alınması melatonin üretimi açısından çok önemlidir..
Araştırmalarını sürdüren hekimler ve eczacılar 3000'den fazla gönüllü denek üzerinde yüksek melatonin denemeleri yapmışlar, Hatta 10 yıl boyunca günde 7.5 mg melatonin alanlar olmuş ,Bu insanlar yaşamlarından giderek daha fazla zevk alır olmuşlar, huzur ve sukuneti bulmuşlardır.
A.B.D.'de yapılan araştırmalarda insanların gün ışığından % 4 oranında yararlandıkları ortaya çıkmıştır.Bu melatonin ve bağışıklık sistemi açısından çok az bir zamandır.İnsanların gün ışığında kalmaları çok önemlidir.
İnsan vücudu gün içinde serotonini, gece içinde melatonini çok üretir. Gece üretilen melatonin gün içinde serotonin haline dönüşür. S.S.R.I (Selektif Serotonin Reuptake İnhibitörs) yani ayırıcı olarak serotonin geri alınımını inhibe eden antidepresan ilaçlar(örneğin; Faverin,Prozac) serotoninin türevlerinden (Fluvoxamine, Fluoxetine) yapılır.
Melatonin ile dostça yaşamın kuralları vardır.sonraki mutluluk ise melatonine aitdir.
Melatoninin sentetik olanını Eczanelerde bulabilirsiniz.
|
Edited by - Mordevrim on 15/04/2009 21:59:47
|
|
Mordevrim
    
91 Mesaj Göndermiş |
Mesajın Eklenme Tarihi - 10/04/2009 : 13:51:24
|
Ayrıca körlerde kansere neredeyse hiç rastlanmaması ve körlerin bağışıklık sisteminin güçlü olduğunun gözlenmesi; onların sürekli karanlıkta yaşaması ve dolaylı olarak melatonin ile ilgilidir arkadaşlar. |
 |
|
Tiversonus
    
3343 Mesaj Göndermiş |
Mesajın Eklenme Tarihi - 10/04/2009 : 14:04:41
|
Sevgili Mordevrim, şimdi bu kadar "önemli" bir konuyu açıkladıktan sonra, belki de silah satışları serbestleştirilip, melotonin ruhsata bağlanabilir:)) Aktarımlarınıza teşekür ederim. |
 |
|
Mordevrim
    
91 Mesaj Göndermiş |
Mesajın Eklenme Tarihi - 10/04/2009 : 14:34:29
|
Sevgili Tiversonus zaten sanırım Amerika'da melatonin üzerine araştırmalar bir nevi engelleme içerisinde. Eh orada silah satışlarının ne kadar kolay olduğunu düşünürseniz esprinizin gerçek olması hiç de imkansız değil :)
Bu arada hem gün içerisinde güneş ışığından olabildiği kadar faydalanıp seratonin hormonu salgısını artırmaya, geceleyin de hem tratak meditasyonu/yogası yapıp, hem de geç saatlere kadar gereksiz ışıktan sakınmaya çalışıp sabahki seratoninlerimi melatonine çevirmeye çalışacağım bundan sonra :). Deneyimlerim olursa eğer burada paylaşmaktan zevk duyarım. |
Edited by - Mordevrim on 10/04/2009 14:35:16 |
 |
|
Tiversonus
    
3343 Mesaj Göndermiş |
Mesajın Eklenme Tarihi - 10/04/2009 : 14:42:00
|
Ya şimdi doktorlar der kİ: güneşe çıkmayın, yani:)) Aklıma geidi bizim Lütfi abi'ye verdiğim siparişler aklıma geldi, dur vallahi arayacağım hemen yazıdan sonra. Aslında "neşe ve coşku" yüksek bir frekanstır ben ne yapayım:)) |
 |
|
Tsunami
    
212 Mesaj Göndermiş |
Mesajın Eklenme Tarihi - 10/04/2009 : 15:28:50
|
Melatonin iceren ilaclarin satisi Hollanda'da serbestmis :) Simdi aklima takildi, niye mutluluk hormonu üreten bir seyi yasakliyorlar ki:)) Aliskanlik olarak her gece yatmadan bir adet muz yerim. Aksam yemegi yemedigim icin , gece gec saatlerde acikiyorum.Muz hem doyurucu oluyor hem de rahat bir uyku sagliyor. Günes gercekten de sinirler üzerinde cok etkili. Günesi görmedigimiz günler daha depresif geciyor. Ama geceleri neden gündüzlere göre enerjik oldugumu anliyorum; sebep melatonin üretimi demek ki:))
Gündüzleri güneste uyuyup, geceleri uyanik gecirsek, cok sey mi istemis olurum:)) |
 |
|
Mordevrim
    
91 Mesaj Göndermiş |
Mesajın Eklenme Tarihi - 10/04/2009 : 17:20:26
|
Ama o zaman da vücudundaki seratonini melatonine çeviremezsin sevgili Tsunami :). Ve melatonin eksikliği sanırım kansere sebep oluyor. Ayrıca bağışıklık sistemi de zayıflıyor. Yani karanlık yoksa melatonin de yok :)
Ama tabi şu da var. Seratonini melatonine çevirmek için karanlıkta uyku şart mı? İşte bunu bilemiyorum. Eğer şart değilse önerdiğin şey daha iyi olabilir :) |
 |
|
Pınar
    
671 Mesaj Göndermiş |
Mesajın Eklenme Tarihi - 10/04/2009 : 19:27:06
|
Bence, seratonini melatonine çevirmek uykudan ziyade dingin bir zihin gerektiyor.Yoksa, uyku ile sağlanabilecek bu üretim, bu tratak meditasyonu ile sağlanamazdı. Ben bunu bilinçsiz bir biçimde yapıyorum.:) Ama ayna karşısında, hatta dün gece de yaptım.Mum ışığında aynadaki yansımama bakarak ve resmin kararmasına izin vererek.Benim için harika bir oyun!:) Tabi benim niyetim tratak yapmak değildi, astral çıkış fenomenini kendime bir tür ispattı.:)) İspatladım mı, hayır! Ancak, nefis bir dinginlik yaşadığım ve gece, gündüzden kafama takılan ve anlayamadığım bir çok şeyi anlama imkanı buldum, taşlar yerine oturdu.Demek, bunun sebebi bu yaptığım çalışma imiş.Sevgili Mordevrim, sen daha önceleri nerelerdeydin?:))
|
 |
|
Mordevrim
    
91 Mesaj Göndermiş |
Mesajın Eklenme Tarihi - 11/04/2009 : 01:20:06
|
Yuvamı henüz buldum diyelim sevgili Pınar :) |
 |
|
Tsunami
    
212 Mesaj Göndermiş |
Mesajın Eklenme Tarihi - 11/04/2009 : 02:15:11
|
Bütün gece karanlikta da oturulmazki, uyuyacaz demek ki bunun icin:)
Hepimizde bir yuva duygusu, "baskalarina hizmet, sen nerelerdeydin "mi demeli? Görüyorsunuz, her seyde bir hayir var, ne güzel:)) |
 |
|
Pınar
    
671 Mesaj Göndermiş |
Mesajın Eklenme Tarihi - 11/04/2009 : 11:21:35
|
:))
Ben bu meditasyonu gece, mum ışığına bakarak yaptım, eğer yapan varsa paylaşmasını arzu ediyorum.Muma odaklandıktan bir süre sonra bulunduğum odada tavandan kısık ve beyaz bir ışıma oldu, ürktüm önce ama devam ettim.Elbette sonrakiler ilki gibi parlak değildi.Sizlerinde deneyimlerinizi paylaşmanız dileğimle.. |
 |
|
Alemtac
    
2538 Mesaj Göndermiş |
Mesajın Eklenme Tarihi - 11/04/2009 : 12:11:19
|
Sevgili Mordevrim; yazının neredeyse tamamını bitkiler basligina tasisan olurdu. her iki konu icinde cok yarali bilgiler var.
Ben bu meditasyonu yapiyorum, gece yatagimin uzerindeki avizeye bakarak, duzenli nefes aliyorum. Once burnumdan alip, agzimdan veriyorum. Aralıklarının duzenli olmasına dikkat ediyorum. Sonra dikkat etmeme gerek kalmiyor ve ayni uyuyan insan gibi duzgunlesiyor soluklarim. Dusuncelerimin bosaldigini yani hicbirsey dusunmedigimi algiliyorum ve o zaman medi bitmis oluyor :) Ne kadar surdugunu bilmiyorum, ancak ardindan huzurlu bir uykuya daliyorum. Isiklari kapatmadan uyuyamazdim, illa yanimda gece lambasi yanmaliydi, karanliktan korkardim :) Keske o zamanlardan baslasaymisim. Tesekkurler Mordevrim. |
 |
|
Mordevrim
    
91 Mesaj Göndermiş |
Mesajın Eklenme Tarihi - 15/04/2009 : 22:00:31
|
Eklenti: Orjinal Mesajı Ekleyen Tiversonus
Sevgili Mordevrim'in yazısında (alıntının kaynağın da da) günde 75 mg olarak belirtilen melotonin miktarı sanırım YANLIŞ yazılmızmış ve tahminimce bu 7.5 mg olmalı, bunu dikkatinize sunarım. Gerçi paketlerin üzerinde belirtiliyor (tablet) olarak...
Evet sevgili Tiversonus. Sanırım yanlış olmuş orası. Düzenledim. Uyarı için teşekkürler :) |
 |
|
Mordevrim
    
91 Mesaj Göndermiş |
Mesajın Eklenme Tarihi - 16/06/2009 : 16:26:00
|
Melatonin nedir, ne değildir?
Son söyleyeceğimi en başta söyleyeyim; modern yaşamda eksik olan en önemli biyolojik unsurlardan bir tanesi melatonindir. Çünkü bu çağda yaşayan insanlar ne yazık ki yetersiz melatonin üretiyorlar. Aydınlık geceler, elektromanyetik dalga kirliliği, kalitesiz uyku mekânları ve daha birçok nedenden dolayı beyin yeterince melatonin üretemez. Bu yazının amacı melatonin etkileri ve sayfalarca yazılabilecek işlevleri değil, özellikle internetten ulaşılan bazı bilgilerin doğrularını yazmak ve eksiklerini tamamlamaktır.
Melatonin bir hormondur Melatonin bilinen anlamda bir hormon değildir. Bir maddeye hormon diyebilmek için sahip olması gereken bazı özellikler ve kısıtlamalar vardır. Melatonin bu kurallara uymaz; bu nedenle melatonini tanımlayan eden en güzel ifade “karanlığın kimyasal ifadesi”dir. Melatonin daima karanlıkta sentezlenir ve kana salgılanır. Karanlık periyod herhangi bir nedenle sekteye uğradığında (aydınlıkta uyumak, uykudan uyanıp aydınlığa maruz kalmak, karanlıkta bile olsa televizyon seyretmek vs.) pineal bez derhal melatonin üretimini durdurur ve kan melatonin düzeyleri düşer.
Melatonin gece saat 11.00 ile 05.00 arasında üretilir Kesinlikle hayır; melatonin üretimi tamamen karanlığa bağlıdır. Karanlık periyoda ne zaman girerseniz o zaman üretilmeye başlanır ve karanlık sürdükçe üretimi devam eder. İnsanoğlunun melatonin salgısı kolumuzdaki saate değil, biyolojik saate bağlıdır. Biyolojik saat tamamen aydınlık-karanlık siklusuna bağlıdır ve bizlerin saatini hiç ama hiç önemsemez.
Melatonin uyku hormonudur Öncelikle melatonin bir hormon değildir; aynı zamanda bir uyku ilacı da değildir. Melatonin insanoğlunda beynin uykuya geçiş kapılarını (sleep gates) açan bir aracıdır. Uyku ile uyanıklık ve uyanıklık ile uyku arasındaki geçişin organizatörüdür. Niçin böyle yazıyorum, açıklayayım. İnsanoğlu memeliler sınıfında bir canlıdır. Biyolojik olarak bize en yakın canlılardan bazıları sıçan, fare ve kobaylardır (maymunlar kadar yakın!-evrimciler kusura bakmasın). Dolayısıyla araştırmacılar çoğunlukla deneylerinde bu hayvanları tercih eder ve bu hayvanlardan elde ettikleri sonuçları insan vücuduna uyarlarlar. Bu kemirgenler geceleri karanlık dönemde aktif ve gündüzleri aydınlık dönemde dinlenen ve uyuyan memelilerdir. Hatta yiyecek ve içeceklerinin çok büyük kısmını aktif oldukları karanlık dönemde tüketirler. Bu hayvanların da melatonin salgıları tamamen karanlığa bağlıdır ve gece aktif dönemlerinde kan melatonin düzeyleri en yüksektir. Yani melatonin onları uyutmaz, aksine dikkat düzeylerini yükseltir. Dolayısı ile melatoninin uyku ile ilişkisi türe özgüdür; insanlarda uyanıklıktan uykuya ancak pek çok memelide uykudan uyanıklığa geçmeye aracılık eder. Bu özelliğinden dolayı melatonine faz değiştirici anlamında “shifter” denir.
Melatonin kanserden korur İşte bu tam olarak doğru bir ifadedir. Evet, melatonin onlarca mekanizma ile insanları kanserin her türünden korur. Bu konuda bizlerin de çalışmaları vardır ve yayınlanmıştır. En büyük koruyuculuk meme kanserinde gösterilmiştir ve bu konuda yüzlerce yayın vardır. Melatonin sadece kanserden değil, diyabet, hipertansiyon, damar sertliği, karaciğer yağlanması gibi “medeniyet hastalıkları” olarak sınıflanan tüm uzun süreli hastalıklardan korur. Mekanizmaları yazmaya kalkarsak bir cilt kitaba sığdıramayız.
Melatonin bir antioksidandır Bu ifade de doğru ancak eksiktir. Melatonin bilinen en güçlü antioksidanlardan bir tanesidir. Daha doğrusu insan vücudunda C ve E vitamini gibi maddeler değil antioksidan olarak melatonin tercih edilmiştir. Bilindiği gibi vitamin antioksidanlar vücutta üretilmez, dışarından alınmalıdır. Ancak melatonin ile bu antioksidanlar arasında ciddi bir farklılık vardır. Vitamin antioksidanlar aynı zamanda kendileri oksitlenerek oksidan hale gelir ve mutlaka bir başka antioksidan tarafından temizlenmeye ihtiyaç duyarlar. Melatonin ise “terminal antioksidan”dır. Yani hem kendisi, hem vücutta dönüştüğü diğer moleküller yani metabolitleri daima antioksidandır; hiçbir şekilde oksitlenemez. Bu özelliğinden dolayı sonsuz antioksidan tabiri de kullanılır. Görevimiz gereği eksik bilgi vermeyelim; antioksidan özelliği melatonin için devede kulak bir özelliktir. Antioksidan etkinliğinden dolayı vücuttaki pek çok hücre kendi melatonini üretir ancak bu melatonin hücre dışına yani kana geçmez, hücrenin kendi ihtiyaçlarını karşılar. Kana geçebilen tek melatonin pineal bezin karanlıkta salgıladığı melatonindir.
Melatonin mutluluk hormonudur Bu ifade abartılıdır; mutluluk subjektif bir kavramdır ve melatonin de olsa tek bir maddeye bağlanmamalıdır. Ancak melatonin mutlu olmanın altyapısını oluşturan en önemli moleküldür. Melatonini eksik olan insanın mutluluğu da eksiktir. Tıbbın ve ilaç firmalarının uzun süre yüz çevirdiği melatonin şimdilerde batı dünyasının en iyi antidepresanı haline gelmiştir. Yakın zamanda ülkemize de gelmesini ümit ettiğimiz bir ilaç (Valdoxan), melatoninin mutluluk alt yapısının en temel taşı olduğunu ispatlamıştır. Ancak unutulmaması gereken nokta melatoninin kanda sadece karanlık dönemde yüksek olacak şekilde kullanılmasıdır. Gündüz kan melatonin düzeylerimizin düşük olması en az gece yüksek olması kadar önemlidir. Yani melatoninin kendisi kadar önemli bir başka husus kan ritminin olmasıdır; özetle gündüz düşük, gece yüksek.
|
 |
|
Mordevrim
    
91 Mesaj Göndermiş |
Mesajın Eklenme Tarihi - 16/06/2009 : 16:39:20
|
Karanlığın gücü
Modern insan gecelerini hoyratça aydınlatmaktadır. Sadece caddeler, sokaklar, stadyumlar, alışveriş merkezleri değil evlerin içi de karanlığı yırtarcasına aydınlatılmaktadır. Bu harika buluş gecelerimizi aydınlatırken bakınız bize neye mal oluyor.
Televizyon ve bilgisayar ekranı ev içi aydınlatmadan çok daha güçlü ve tehlikeli biyolojik ritim bozucular olarak karşımızda durmaktadır. İnsan vücudunun sıkı sıkıya bağlı olduğu aydınlık-karanlık döngüsünün ne tür etkileri olduğuna baktığımızda konu daha iyi anlaşılacaktır.
Bizim günlük hayatta fark etmediğimiz ancak vücudumuzu yönlendiren iki dönüm noktası vardır. Birincisi şafak fenomeni ikincisi ise alacakaranlık fenomenidir. Vücudumuz her sabah gün ağardığında bir dizi düzenleme yapar. Kan basıncımız artar, kan şekerimiz, dikkatimiz ve vücut sıcaklığımız yükselir. Tüm bu düzenlemeler vücudumuzun gün boyu daha iyi çalışabilmesi içindir. Artık olmayan alacakaranlıkta ise tam tersi bir dizi değişiklik başlar ve vücudumuz zihinsel/bedensel aktif çalışma modundan, enerji depolarının yenilenmesi, oksidatif ve metabolik hücresel atıkların temizlenmesini de kapsayan dinlenme ve yenilenme moduna geçer. Alacakaranlık ile başlayan metabolik temizlik ve tazelenme dönemi, uyku ile tamamlanır ve aydınlık periyot ile yeniden yukarıda açıklanan süreç başlar.
Karanlık periyodun en önemli unsurlarından bir tanesi beyinden salgılanan melatonin maddesidir. Sadece karanlıkta üretildiği için “karanlığın kimyasal ifadesi” denen bu madde insan vücudu üzerinde güçlü düzenleyici etkilere sahiptir. Ancak eksikliğinin yani modern insandaki gibi az üretilmesinin sonuçları uzun zaman içerisinde bedenimize ve ruhumuza yansır.
Gecelerin aydınlatılması, gece uzun süreli televizyon ve bilgisayar alışkanlığı, hem yukarıda anlatılan alacakaranlık fenomenini hem de beynin melatonin salgılamasını bozar. Aydınlık gecelerden dolayı vücut ritmini şaşırır ve gerekli düzenlemeleri yapamaz. Anlatılandan çok daha karmaşık olan bu düzenlemelerin uzun süreli bozulması bugün “medeniyet hastalıkları” olarak tanımladığımız kanser, tip II şeker hastalığı, hipertansiyon, şişmanlık, metabolik sendrom ve nöropsikiyatrik hastalıkların ortaya çıkmasına zemin hazırlar. Bunların yanında sabah yorgunluğu ve yataktan kalkmak istememe gibi şikayetler de bozulmuş ritimlerle ilgilidir.
Son dönemde geliştirilen bazı ilaçlar ve özellikle bir depresyon ilacı (Agomelatine-Valdoxan®) bozulan bu mekanizmayı düzelterek hastalara yardımcı olmaktadır. Biz, ilaç önermek yerine bazı yaşam tarzı düzenlemeleri ile hem modern çağın nimetlerinden faydalanabilir hem de vücudumuza hakim olan ritimlerin daha az bozulmasına ve dolayısı ile uzun süreli pek çok hastalığın toplumda daha az görülmesine yardımcı olabiliriz. Bu öneriler aşağıdaki gibidir.
• Yatak odalarınızda ve özellikle çocuklarınızın odasında gece lambası kullanmayınız. Eğer kullanıyorsanız, lütfen solgun kırmızı ışık veren gece lambası seçiniz. Bu ışık melatonin salgısını en az etkileyen dalga boyuna sahiptir.
• Gece herhangi bir nedenle yataktan kalktığınızda, mümkün olan en az ışık ile en kısa sürede işinizi görünüz.
• Gece televizyon izleme ve bilgisayar kullanma alışkanlıklarınızı mümkün olan en az süreye indiriniz.
• Televizyon karşısında veya ışık açıkken uyuma alışkanlığınız varsa terk ediniz.
• Gece (saat 11.00’dan sonra) kesintisiz ve karanlıkta en az beş saat uyumayı benimseyiniz.
• Sabah hava aydınlandıktan sonra çok uzun süreli uyumayınız.
Yazıyı şu güzel ve anlamlı ifade ile bitirelim; “geceleriniz karardıkça sağlığınız aydınlanır.” |
 |
|
Mordevrim
    
91 Mesaj Göndermiş |
Mesajın Eklenme Tarihi - 16/06/2009 : 16:45:15
|
Hekimler için melatonin
Tıbbın keşfetmekte çok geç kaldığı melatonin yakın zamanda ilaç olarak hayatımıza giriyor. İlaç firmalarının en büyük başarılarından bir tanesi olarak gördüğüm melatonin konusu ne yazık ki halen tıp fakülteleri müfredatında kendine yer bulamamıştır. Bu nedenle yeni yetişen hekimler dâhil insan vücudunun melatonin ve melatonin salgılayan pineal bez ile ilişkisi hakkıyla bilinmemektedir.
Sevdiğim sözlerden bir tanesi şudur; “doğruluk sonsuzluğun güneşidir, nasıl olsa doğar”. Evet bu söz insan vücudu ve onun çalışma prensipleri için de geçerlidir. Kronik hastalıkların tedavisizliğinden yeterince para kazandıklarına kanaat getirdiklerinde belki ilaç firmaları da bu konuya el atarlar. İlaç dünyasında tekel konumunda olan firmalar henüz kıpırdamazken iki ilaç firması (Servier ve Lundbeck) bana göre şahane işler yapıyorlar. Servier’in major depresyona karşı ürettiği melatonin reseptör agonisti Agomelatin (Valdoxan®) tüm klinik çalışmalarda büyük başarı elde etti. Birkaç yıl önce Lundbeck firması Circadin® ismi ile yavaş salınımlı melatonini piyasaya sürdü. Tabii sanırım lisans sorunlarından dolayı “uykuya yardımcı” olarak piyasaya verilmiş durumda. Ancak iddia ediyorum ki, yakın zamanda her iki ilaç da başta nörodejeneratif hastalıklar olmak üzere, kökeninde biyolojik ritimlerin bozulması olan pek çok kronik hastalığın tedavisinde kullanılacak. Ümid ederim ki, psikiyatri ve nöroloji uzmanı meslektaş ve hocalarımız başta olmak üzere, tıp fakültesinde ve uzmanlık eğitimlerinde eksik kalan melatonin ile ilişkili mekanizmalar biraz daha anlaşılabilir.
İlaçlara karşı olmamıza rağmen bu iki “ilaç” için neden farklı fikirler savunuyorum? Çünkü melatonin bir ilaç değildir; daha önceki yazılarda ifade ettiğim gibi melatonin modern yaşam tarzından dolayı vücutta eksik üretilen bir biyomoleküldür. Bu nedenle denilebilir ki, melatonin ile ilgili ajanların kullanılması bir “yerine koyma” yöntemidir. Hani tiroid beziniz az çalıştığında (hipotiroidi) dışarıdan tiroid hormonu almak gibi. Çoğu hastada (ör. major depresyon, nörodejeneratif hastalıklar) sadece yerine koyma tedavisi ile ciddi klinik ilerleme elde edilebilir.
Melatoninin toksik dozu yoktur; konunun en yetkili kişisi Dr. Russel J. Reiter’ın ifadeleri ile “melatonin kullanarak kimse intihar edemez”. Bu ilaçların bir an önce ülkemize de gelmesi ve hastaların istifadesi için hekimlere iyi anlatılması en büyük arzumuzdur. Melatonin sadece nöropsikiyatrik ve nörodejeneratif değil tüm metabolik hastalıklarda büyük tedavi edici potansiyele sahiptir. |
 |
|
Tiversonus
    
3343 Mesaj Göndermiş |
|
Mordevrim
    
91 Mesaj Göndermiş |
Mesajın Eklenme Tarihi - 19/06/2009 : 23:09:28
|
Ben Natrol'un 240'lığını 39 TL'ye almıştım dostum. Şu an biraz pahalanmış sanırım. Ben alalı 6 ay civarı oldu. |
 |
|
Tgur
    
1959 Mesaj Göndermiş |
Mesajın Eklenme Tarihi - 20/06/2009 : 09:41:26
|
Mordevrim kardeşimizin ,mükemmel açıklamalarına ben de teşekür ederim,ilave olarak güncel bir konuyu işaret edeyim ,melatonin (melatonina) şu an eczanelerde bulunuyor ,ancak 60 tabletliği 40 ın üzerinde ve lütfen dostlarımdan ilacı eczane dışından temin etmemelerini tavsiye ederim ,zira negatif güç uzantılıların ,ilaç konusunu uzman dışına kaydırıp tıbbın bu en önemli bölümünü emperyalist ve kapitalist emellerin ağında ayrı bir kontrol metaı haline sokmak gibi faaliyetleri var..
Ve ülkemizde de malüm güç noktalarından kayırma alarak ,zincir uzantılar,birimler haline getirip mesleği paramparça yapmak isteyen uğraşılar var ,lütfen bunların da farkında olunuz.
|
Edited by - Tgur on 20/06/2009 09:44:17 |
 |
|
Süvari
    
35 Mesaj Göndermiş |
Mesajın Eklenme Tarihi - 28/06/2009 : 11:39:23
|
Celse:551
Hani içinizde, bazen gece çalışıp.. gündüz uyuyanlar vardır. Onların uykuları ile, onların o uykuda iken aldıkları ile gece uyuyanların gece uykusundan aldıkları arasında, gözle görülecek fark pek çoktur. Siz, her ikisini de inceleyiniz : Birinin diğerinden çok daha sıhhatli olduğunu göreceksiniz….ve biri bütün gün uyumasına rağmen, akşam yine uykusu geleceğini bilmelidir. Uzun günlerin kısa gecelerinde, kısa gecenin geceliği kadar uyku ile uyanırsınız sabahları…ve bilirsiniz zinde ve sağlam olduğunuzu. Kısa günlerin uzun gecelerinde, uyur uyur da doyamazsınız uykuya… ve sabah olunca zorla kalkarsınız yatağınızdan. İşte bu ikisinin sebebini de hayırla düşününüz. Çünkü O.. her şeyi hayrınıza verdi. Çünkü O.. her şeyi sizin için var etti. Çünkü O.. her şeyi bir şeyden.. bir olmanız için… O’na benzemeniz için var etti. Ve siz en sıcak yaz günlerinde, şimdi üzerinde rahatça dolaştığınızın her tarafını alabildiğine dolduran o bilmediğinizi, yine kısacık yaz gecelerinde, “ Hayrınıza olan, gözünüzle görmediğiniz” yine sizde bulunan bir ölçünün nispetinde alırsınız… rahatça, hiçbir şey hissetmeden, fark etmeden, rahatsızlık duymadan. Onun için, sizi böyle her şeye açık tutana şükrediniz.
Beyti DOST 14 Temmuz 1972 |
 |
|
Dionysos
    
3520 Mesaj Göndermiş |
Mesajın Eklenme Tarihi - 28/10/2022 : 21:47:02
|
Arkadaşlar muhtemelen (pahalı yurtdışı olarak bildiğimiz) melatonin üretimine Türkiye de yeni yakın dönemde ruhsat izin sanırım verilmiş ve yerli firmalar üretime başlamış. Orzax, Venatura ve Voonka'nın fiyatlarına baktım. Özellikle Venatura 1 mg için fiyat çok uygun gözüküyor. |
 |
|
oryon
    
53 Mesaj Göndermiş |
Mesajın Eklenme Tarihi - 29/10/2022 : 22:00:01
|
Bilgi için teşekkürler Dionysos |
 |
|
|
Mesaj  |
|
|
|