Yazar |
Mesaj  |
Gaia
    
282 Mesaj Göndermiş |
Mesajın Eklenme Tarihi - 15/01/2023 : 16:43:12
|
Eklenti: Orjinal Mesajı Ekleyen sybleman
Tecrübeleriniz çok değerli, lütfen yazın. Zaten kafamın içi şenlik yeri gibi :)
Tgur, senin düşüncen o yaşadıkların tamamen KH projeksiyonu muydu?
Peki gaia'nın dediği gibi en-el hakk durumu mu? Yanıp sönen ateş böceği, istediğimde yoğunlaştırabildiğim bir his. Sevgi aşk değil, fazlası, neşe, güvende olma hissi, herşey yolunda hissi, herşey bir hissi, sanki marşlar çalıyor hissi :) Bu his yaptığım davranışlar sonucu ortaya çıkmıyor. Kendiliğinden var oluyor. Buna benzer bir şey miydi? Projeksiyon olduğunu düşündüğün duygu durumun.
İnsanlara iyilik yapma hissiyatım yok. Tam aksine herkes yaşaması gerekeni yaşıyor, herşey yolunda, müdahale etmemeliyim hissi. Aşırı olan empatik duygularım, 0 landı.
Zor bir süreç. Gözünü bir kırpınca tekrar kapatmak imkansız, ama ne yöne gitmek lazım bu da meşhul. Bilgi dehlizde sanki, çıkarmak için uğraş uğraş bitmiyor.
Yoğun yardım etme isteği, aşırı empati kurma çabası falan egodan gelir. Kh'dir. Kendini tatmindir bir çeşit. Bunun azalıp dengelenmesi iyi bir şey. Egonun kaybolmasının işareti. Ego kayboluğunda o hal kalıcı oluyor diye biliyorum ama verdiği hislerin kuvveti aynı kalmıyormuş.
Üstte bahsettiğin hislere ben kısaca tamamlanmışlık hissi diyorum. Böyle tamam gibisin. Daha bir şeye gerek yok. İşte bu! modundasın. Bu işte denge hali, christ hali adına ne derseniz deyin.
Eklenti: Orjinal Mesajı Ekleyen sybleman
Teşekkürler Gaia yorumların için.
Bilgimiz ve zekamız onların yanında çok küçük kalıyor. Neler dönüyor kim bilir? Belki de bildiklerimiz %1 bile değildir.
Umarım düşe kalka da olsa doğru yolu buluruz. Niyetimiz saf, yolumuzu içimizden de olsa belirledik, umarım doğru yolu bulabiliriz.
Yoğun ilgi tuzağına bir kere düştüm, çok yordu beni. O kadar ısrar etmiyorum, bulursam bulurum yoksa zamana bırakıyorum. Çıkması gerekirse bir şekilde ortaya çıkıyor o bilgi.
Seviyeye uygun negatif varlıklar gelirmiş uğraşmaya, manipüle etmeye. Boşuna psişik savaş demiyorlar gerçekten. Top tüfeğe gerek yok. Oldukça etkili :)
Önemli olan niyettir der kas'lar her zaman. Kendini bildikten sonrası teferruat. Söz konusu negatif varlık olunca kurnaz olmak lazım biraz. Güvercin gibi saf yılan gibi zeki olma tabiri vardır ya incil de, buna cuk oturuyor bence. Senin adına seviniyorum. Umarım yolun hep açık olur. Kazasız, belasız ilerler. :) |
 |
|
Tgur
    
1839 Mesaj Göndermiş |
Mesajın Eklenme Tarihi - 15/01/2023 : 16:45:08
|
Yok hepsi değil ,zaten bu duruma genelden bakarsak ne şekilde düşünürsek 3Y şartlarında sübjektif,
Olan biten başımıza gelen ne kadar değişik akıl almaz ise de bir konumda ayıklama becerisine sahip oluyorsunuz yani kapılmıyorsunuz,öğrenme serüveninde gerekli eşikler olduğunu anlıyorsunuz,
Zamanla bu karışık durumlar durulur yeter ki bilgiyle dolarken hiç birine takılmadan devamlı yol almak işin gerçeği,
Hani ddemansta veya alzheimerde olup olmadığınızı test gibi unuttuğunuzu biliyorsanız algılıyorsanız siz o hastalıklara kapılmamışsınız demek,
Bilgi almak soğurmak ve farkında olmak bu işin silahı ..
|
 |
|
Tgur
    
1839 Mesaj Göndermiş |
Mesajın Eklenme Tarihi - 16/01/2023 : 07:17:00
|
Sybleman başınıza gelenler kanal açılım programı da olabilir, Bu sayfadaki alt bölümlerde evvelden "NEDİR BU KANAL İŞLERİ" başlıklı yazımı okumadınızsa bir bakın derim,
Zira çok kanallı gördüm ve uğraştım , takılanlar yani kanala obsede olanlar veya bu işten sıyrılabilenler, hemen hemen hepsine aynı programın uygulandığını fark ettim..
Vakit bulursanız şunlara da bakın,tekrar ama olsun,
https://baskalarinahizmet.com/topic.asp?TOPIC_ID=29&whichpage=42#29342
|
Edited by - Tgur on 16/01/2023 07:43:24 |
 |
|
sybleman
    
513 Mesaj Göndermiş |
Mesajın Eklenme Tarihi - 16/01/2023 : 10:59:20
|
Hemen okuyorum Tgur. |
 |
|
sybleman
    
513 Mesaj Göndermiş |
Mesajın Eklenme Tarihi - 16/01/2023 : 12:05:55
|
Bu dörtlük çok şey ifade ediyor. Kitap olarak yayınlayabilsen ne kadar çok fayda olur, özet gibi.
26.08.2007
Zikzak yapmadan nasıl olabilirim Bilinç sonsuzda beden bu yerde Düşkünlük yapmadan yaşayabilir miyim Gönül aldırma der,akıl ise tenkitlerde
Ama beden neredeyse oranın malıdır Ve o mahallin kurallarına uymalıdır Kafesteyim sanıp çırpınan bilinç Bol bilgi ile her yandan tokatlanmalıdır
Senin bilgi düzeyine ve seviyene gelmek için kırk fırın ekmek yememiz lazım. O kadar derin manalar ve çıkarımlar yapmışsın ki.
Yazdıklarını ve bağlantılı konuları da okudum. Aynen dediğin gibi programlama tarzı bir bilgi yüklemesi olabilir.
Bu pışpışlama dediğin durum bende olmadı. Yani sen şöylesin böylesin gibi. Eski yaşamları görmemi sağladılar. Aslında onun sayesinde ilkokulda görüp tekrar eden vizyonumdaki yaşantıya olan takıntım geçti. Parelel yaşantılarımı gösterdiler. Neler olduğumu ve neler olabileceğimin potansiyellerini gördüm. Bu olasılıkları ve karakterleri yaşadıkça bu da olabilirim, evet bu da benim diyebildim.
Dinler mevzusuna girdiğimde bu olaylardan bir soğuma hissettim. Sanırım bu durumda aktarımın kötü olduğunu düşünüp kendimi çektim. "Biz bilgiyi kitapla yaymak isteyenlere kitap olarak aktardık, ama değişmelerinden biz sorumlu değiliz." derkenki hayal kırıklığını hissettim. Kafamda oturtana kadar da bir şey gelmedi o aralıkta.
Takıntı yapmama izin verilmiyor. O da bana pozitif olabileceği düşüncesini veriyor.
Ruh ailemi görmeyi çok çok istedim ve niyet ettiğimde gözleri mavi parlayan bir kız görmüştüm. O kadar rahatlatıcı bir görseldi ki. Huzur verdi. Tekrar görmeyi çok denedim ama yok. Sadece bilmemi istediler sanırım ama takıntı boyutuna getirip, devam etmeme müsade edilmiyor gibi hissediyorum. Aynı şekilde altın ışıkta parlayan anka görseli vardı, çok rahatlatmıştı beni, çok sevgi yayıyordu, havada asılı kalmışsın gibi hipnotik bir sevgi. Onu da tekrar görmeyi çok istedim, çok niyet ettim ama yok o da gelmedi.
K'ların durumuna benzetiyorum. Direkt bilgi dikte edilmiyor, ipuçlarıyla devam etmem gerekiyor.
Sıyrılma durumunu merak ettim, bunu tercih olarak mı yaparız bir süre sonra. Ya da artık gerek olmadığında otomatik olarak değişir mi? Obsede olma durumuna geçmek istemem.
Bazen forumu kendi durumumla çok işgal ediyor gibi hissediyorum. Lütfen öyleyse söyleyin. Buradaki herkesin çok yardımı oldu bana hepiniz çok özelsiniz. |
 |
|
sybleman
    
513 Mesaj Göndermiş |
Mesajın Eklenme Tarihi - 16/01/2023 : 12:59:03
|
Şimdi anlıyorum aslında. Tek tek bütün parçalarım dağılmış, tekrar topluyor gibiyim. Önyargılar, duygular, düşünce yapısı, karakter...
Önyargı ve tabularımın kalan parçalarından biri de din mevzusu. Halı altına süpürdüğüm, yüzleşmek istemediğim parça.
Sanırım son vizyonlar ve okumalarda hep o tarafa yönlenmem de ondan. Artık o konuyu çözüp sindirmem gerekiyor.
Başlayalım bakalım. K, Ra ve Pleiades'ten neler çıkarabilirim. |
 |
|
Tgur
    
1839 Mesaj Göndermiş |
Mesajın Eklenme Tarihi - 16/01/2023 : 13:31:36
|
Kırk fırın ekmek yemek değil de benim egomun arada bir kırk satır yemesi lazım,kendi yazdığım yazı ve şiirleri sizlerin affedersiniz amiyane ifade ile gözünüze sokarken ne yazmışım diye baktığımda kendime hayret ediyorum ,nasıl yazdın bunları ey gafil,
Bu meyanda 3Y deki primitif benliğimiz ile üst benliğin çağrılarını ve aradaki muazzam farkı görünce şu biz siz diye dilimizden döktüklerimizin nasıl zor benimsenecek bir olay olduğunu anlamaya başlıyoruz,
Bir de edebiyata düşkünlük izleri,
Madem hoşunuza gitti karalamalar bölümünde yazdığım acizane dörtlüklerime de şöyle bir bakın fırsat bulursanız, SÖZLER ESKİLER YENİLER.
|
Edited by - Tgur on 16/01/2023 13:35:58 |
 |
|
sybleman
    
513 Mesaj Göndermiş |
Mesajın Eklenme Tarihi - 16/01/2023 : 14:36:29
|
Harika dörtlükler Tgur. Bunları yaşayıp da anlatmaya çalışmamış adeta kitap bilgisini dörtlüğe dökmüşsün. Bahsettiğin alıntılarına da denk gelmiştim, şimdi bahsettiğin yeri de açıp okuyorum.
Arkada da yunus emre şiirleri :) Bakalım yol nereye gider?
K'ların islam hakkında yazdıklarına bakıyorum. Epey kötü. Tutulacak bir tarafı yok gibi duruyor.
Pleiades'de
Eklenti: Dünya üzerinde farklı türlerin, uzaydan gelen yaratıcı tanrıların girişini sağlayan çeşitli kapılar vardır. Dev kapılardan biri de uğruna savaş verilmekte olan Ortadoğu kapısıdır. Dünya tarihinde gerilere doğru gidecek olursanız bu kapıdan ne kadar çok din ve uygarlığın geçtiğini göreceksiniz. Çapı yaklaşık bin mil olan dev bir kapıdır bu. Ortadoğu’da bu kadar çok hareket olmasının nedeni bu kapıdır. Kertenkeleler bunu kullandı.
Kertenkele manipulasyonu ile ortaya çıktıklarından bahsetmiş.
Batınilik ve sufiliğe biraz daha dalıp Kuran hakkındaki yorumlarına da bir bakmam gerekecek gibi. |
 |
|
sybleman
    
513 Mesaj Göndermiş |
Mesajın Eklenme Tarihi - 16/01/2023 : 14:52:39
|
Tgur bu bahsettiğin kısımda hazine var :)
Bunları kitap yapmayı düşünmem lazım. Biz burdan faydalanırız ama ya görmeyenler. Ben bile yeni gördüm bu konuyu.
Mutlaka yayınlamayı düşün. Çok bilgi var bu yazdıklarında. Gönüllü olarak toparlamana yardımcı olurum eğer istersen. Bunları yayınlaman lazım. |
 |
|
Tgur
    
1839 Mesaj Göndermiş |
Mesajın Eklenme Tarihi - 16/01/2023 : 18:51:48
|
Teşekkürler.. |
 |
|
sybleman
    
513 Mesaj Göndermiş |
Mesajın Eklenme Tarihi - 21/01/2023 : 21:57:16
|
K'lar ne güzel betimlemişler, açık ve net. Daha ne denilebilir.
Eklenti:
S: (L) Evrenin tek bir mutlak yaratıcısı var mı? C: Herşey Bir’dir. Ve Bir herşey. S: (L) Bir’de meydana gelen ilk bölünme neydi? C: Kütlesel bölünme ve dağılım. S: (L) Bu eşzamanlı mıydı? C: Evet. S: (L) Bu bizim “Büyük Patlama” dediğimiz şey mi? C: Evet. S: (L) Bu olayı tanımlamaya yönelik herhangi bir zaman terimi var mı? C: Herzaman. S: (L) Maddi evrende mevcut olan herşeyin diyelim ki “x” yaşında olduğunu söyleyebilir miyiz? C: Hayır. Sonsuz şimdi. Yalnızca olmadı, oluyor ve olacak. Genişleyen varoluş.
Bunu gerçekten içselleştirince oluşan hal çok farklı. Canlıları geçtim, Cansız diye isimlendirdiğimiz cisimlere bile incinmesin diye bir hassasiyet gösterme durumu ortaya çıkıyor. Taş atan birini görsem içim cız ediyor. Veya patates kızartıyorum, komik geliyor değil mi. Bunda bile incitmeme ihtiyacı oluyor. Yürürken bile bir hafif yürüme ihtiyacı oluyor. Dolapları kapatırken paat diye kapatamıyor insan. Bu böyle devam ediyor. Gerçekten istemsiz bir durum bu. İncitmek değil ama nasıl desem saygı mı desem. Herşey de onu görmek şeklinde bir duruma dönüşüyor ve incitmekten çekinmeye dönüşüyor.
Zaten K'ların da dediğinden anlaşılacak durum. Dünyayı bile incitmeye çekinmek lazım. Pleiades'de çok güzel bir kısım vardı. Onunla bağ kurun, cevap verecektir diyordu.
Eklenti:
Kaçınız onu kutsal bir yer olarak görüp, kendi mülkü olarak algılayıp üzerinde yürüdü ve Dünyaya üzerine titrediğini bildirdi? Bu tür bir iletişim sizi Dünya ile ilişkiye sokacaktır. Onunla ilişkiye bu şekilde girin. Çöpünüze bakın, kaldırıp attığınıza bakın, bilincinde olmadığınıza bakın. Bu, sizden kendiniz için yapmanızı istediğimiz şeyin harika bir yansımasıdır. Düşüncelerinize bakın, psişenizi darmadağın eden çöplere bakın. Size öğrettiğimiz her şeyi Dünya için genelleştirebilirsiniz. Nereye giderseniz gidin, Dünyayla iletişim kurun ve uyanmakta olduğunuzu bildirin.
|
 |
|
sybleman
    
513 Mesaj Göndermiş |
Mesajın Eklenme Tarihi - 27/01/2023 : 16:59:42
|
Buraya mı ekleyeyim bilemedim ama. Geçen gün bir kanal keşfettim ama negatif olabileceğine inanıyorum. Nitekim gelen bilgi beni yanıltmaya çalıştı, ama çok kurnazcaydı. Astral denemeler sırasında gördüğüm altın ışıktan kapıları araştırırken denk geldim bu kanala.
Sonra rüya ile gelen bilgi sonucunda negatif bir yönlendirme olduğuna inandığım için derine dalma gereği duymadım.
Ama bakmak isteyen olursa inceleyebilir. Aslında hep bilgi tektir inancını düşünüyorum. Ki bu altın kapı olayı da muhtemelen önemli bir bilgi ve bunlar da kullanmışlar. Ama tekrar ileteyim, negatif olabileceğini akıldan çıkarmadan bakmakta fayda var.
https://birlikilmi.tr.gg/
İlginçtir youtube kanalları ve grup faliyetleri var. epey eskiye dayanıyor.
Beni yönlendiren ayrıca sirius ve hz.idris bağlantısı olmuştu. Ki mısır kaynaklı bir anlatım şekli olduğunu düşünüyorum. Şiirsel ama emrivaki bir anlatım mevcut. |
 |
|
sybleman
    
513 Mesaj Göndermiş |
Mesajın Eklenme Tarihi - 27/01/2023 : 17:13:46
|
İlginçtir astral denemesinde gördüğüm bu altın ışık kapıları. Burada da astrale imge yapıyor. KA-HA mısır dilince astral yapmak anlamında kullanıyormuş.
Sanırım 7 taneydi bu kapılar. Altından ışık gibi parlayan ve açık kapılar, açık bırakılmış. Dönüp duran kapılar düşünün. Ama sınırları var sadece, kapı gibi cisimli değil. Sınırları altın ışık parıltısıyla parlıyor.
Eklenti:
Bana, Altın Işık kapıları, geçiş için hazırken sizin, Ka-Ha olup gelişiniz isteğiniz dilletilmemişti…. Sizden başkası da vardı bugün burada… Nereden nereye vardığınızı bilmeden, yüreğime inmeye çalıştınız. Sizden, ayrı gayrı, tahditli ve hakikiyeti olmayan ilmi, seslendirme niyetim var mıydı ki?
Analar, ben, sabah kapılarını kapatmadım hala… Bu nedenle hala o geçişler yapılıyor…… Ama sevgililer, ben, şuanda başka bir yaşamdayım, bunu anlayınız... Sizden başkalarıylayım ben…. Sizin, bugün burada ses almanızın imkanı olmamalıydı… Nereden, nereye vardığınızı dilliyecek dürümde olmadığınızı görmeme rağmen…. Sizi, sizden dillemek istedim ve size imkan tanıdım.
Aton Toplumları sizi dinleyecektiler ve dinlettim… Şimdi safha, safha bilişi kodlayacağımı ve yolu koklayacağımı bilerek, torba, torba nur kulu kodlaması yapılacağını da diriliklere dilliyerek…. Burada oluşunuza imkan verildi.
Eklenti:
Bilgi kitabı yüreğinizdedir. O yürek kitabı okuyun ki her şeyi anlayın. Size daha ne diyeyim ki? bana Altın Işık Kapıları açıldığından beri bilgi kayıtlarında bütün türlerin tümünün ümmi tohumlamasını yaparken Daimiyetin Kontrolünde tüm yaşamı kayıtladım.
Sabah kapıları demişler. Gördüğüm gibi açık bıraktım demiş :) Ama nerden nereye gittiğinizi bilmeden demiş. Gerçekten muamma. Neyse bakalım geçmek varsa kaderimizde :) göreceğiz gibi. Altın ışık olunca kötü düşünmüyorum. Ama kanalın geneline dikkat etmek lazım, emrivaki ve şiirsel konuşma bende çok iyi bir algı oluşturmadı. |
 |
|
sybleman
    
513 Mesaj Göndermiş |
Mesajın Eklenme Tarihi - 03/02/2023 : 17:29:09
|
Ra 4.kitaptaki tarot kartlarıyla olan akıl,ruh,beden modellerini incelemek için kitabın başından başladım.
Burada rastladığım kısım ilginç geldi.
Eklenti: Logosumuz, bu özel deneyim tekâmülünü tasarlarken, mutlak özgür irade yoluyla kutuplaşmaya izin veren bir sistemi kullanmaya karar verdi. Bunun bu şekilde bir seçim yapmamış bir Logos’tan ne farkı vardır? Yoğunluk dereceleri boyunca titreşimleri artırabilme olanağını yaratan bir Logos’ u da düşünebiliyorum. Logos bu yoğunluk derecelerini nasıl sağlıyor ve kuruyor? CELSE 77 - 10 Şubat 1982 20 RA: Bu sorunuz, bu celsenin son uzun sorusu olsun. Medyuma yapılmış olan psişik saldırı iz bırakmıştır, bu nedenle kendisiyle ilgilenilmesi gerekmektedir. Şimdi sizin ikinci yoğunluk derecenizi ele alalım. Birçok hayvan üçüncü yoğunluk derecesine, diğer hayvanlara göre çok daha çabuk erişir; bunu sağlayan şey bu hayvanların güçlü katalizörlerle karşılaşmış olmaları değil, onlara üçüncü yoğunluk derecesi varlıkları tarafından olağandışı biçimde yatırım yapılmış olmasıdır (örneğin, evcil hayvanların durumu). Benzeri şekilde, dördüncü yoğunluk derecesindekiler üçüncü yoğunluk derecesindekilere, beşinci yoğunluk derecesindekiler de dördüncü yoğunluk derecesindeki varlıklara yatırım yapabilirler. Beşinci yoğunluk derecesine erişildiğinde, süreç, bilgelik özelliklerinin duruma uygulanmasına dayanan bir devingenlik (moment) kazanır. O zaman Logos’un Kendisi -deyim yerindeyse- yatırım fırsatları sağlar.
Evcil hayvanlarımız, onlarla ilgilendiğimiz için daha hızlı üst yoğunluğa geçebilir. Veya aynı şekilde bu bizimle de ilgili. Üst yoğunluklardan yardım veya destek görüyorsak, sanırım bu bizim yoğunluk atlamamıza destek olucu bir etkisi oluyor.
Burada yatırım yapmak deyimini kullanmışlar. Şimdi burada yatırım kelime anlamını düşünürsek. Bize yaptıkları bu destekleyici yatırım sonucunda onlara da pozitif etkisi olduğunu düşünüyorum. Yani bizim gelişmemiz onların gelişmesine katkı mı sağlıyor??
Aynı şekilde evcil hayvanlarımızla ilgilendiğimizde, sanki insansı hareketler sergilediklerinde, boyut atlamaya yaklaştıklarında bu bizim için pozitif bir kazanç mı oluyor acaba??
|
 |
|
Gaia
    
282 Mesaj Göndermiş |
Mesajın Eklenme Tarihi - 03/02/2023 : 19:07:18
|
Başkalarına hizmet ederek kendilerine hizmet ediyorlar. Yani bu da onların faydalarına oluyor. Bizi, bizim algımız gibi görmüyorlar. Biz ego kaynaklı ben'ce görüyor, düşünüyoruz. Ama bu varlıklara göre ben, sen, o yok. Herkes aynı yaratımın özü, bir. Bu yüzden aslında onlara göre yapılan yardım, yatırım kendilerine yaptıkları yardım, yatırım olmuş oluyor.
Evcil hayvan olayı kasyopya celselerinde var bolca. Onlara insansı tanımlamalar yüklediğimizde, mesela isim takıp kıyafet falan giydirip sanki bir insanmış gibi davrandığımızda bir şekilde benlik kazanıyorlar diye hatırlıyorum. Benlik gelişimlerini hızlandırıyoruz bunu yaparak. |
 |
|
sybleman
    
513 Mesaj Göndermiş |
Mesajın Eklenme Tarihi - 03/02/2023 : 19:50:11
|
Evet doğru diyorsun Gaia, onlardaki birlik bilinci sonucunda böyle bir düşünce olamaz. 3.boyut gibi düşündüm :)
|
 |
|
Tgur
    
1839 Mesaj Göndermiş |
Mesajın Eklenme Tarihi - 05/02/2023 : 14:51:33
|
Çok birikti bu yorumlar ,ara az da olsa yayınlıyorum,
YORUMLAR XL
C: Hangi yapı yörüngede tek bir elektronun dolanmasına neden olur? S: (L) Tek bir proton mu? C: Şimdi makro-dinamik olarak düşünün. S: (L) Daha önce güneşin bir pencere olduğunu söylemiştiniz, veya bir noktadan başka bir yoğunluğa geçiş. Atomun çekirdeğinin de bir pencere olduğunu mu söylüyorsunuz? C: Söylediğimiz şey güneşin bir proton, ikizinin ise bir elektron olduğu! S: (L) Hala anlamaya çalıştığım şey şu... dalga makro-kozmik atomda geçişlere neden oluyor... mikro-kozmik atomdaki geçişlere neden olan şey nedir? Kuantum sıçramasına neden olan şey nedir? Atomda ne birikiyor da onun bir geçiş yapmasını sağlıyor? (T) Bu bir birikme durumu mu yoksa dağıtma durumu mu? C: Büyük Döngü’nün tamamlanması. S: (J) Döngü. (L) Hayır, hayır... C: Güneş’in ikizinin her 3600 yılda bir göründüğünü kim söylüyor? S: (L) Pekala, 3600 yıllık bir komet kümesi döngüsü var. İkiz güneş ise tamamen başka bir döngü ve bir de dalga var ki o da Büyük Döngü oluyor. Demek doğada bir geçişe neden olan üçlü birşey var? C: “Biyoritimler” gibi. S: (T) Üç yönlü kötü bir zaman geliyor demek! Ya da nasıl baktığına bağlı olarak iyi bir zaman. C: Eğer John D. Rockefeller isen kötü zaman, Mahatma Gandi isen iyi zaman. S: (L) Yani atomaltı geçişlerde de mi üçlü bir olay gibi birşey olacak? Biyoritim gibi? C: Evet. S: (L) Demek göz önünde bulundurulması gereken üç faktör var... yoksa üçten fazla mı? C: İkisinden biri. S: (L) Rastgele sayıda olaylar da olabilir mi? C: İstersen. S: (L) Faktörleri azaltıp arttıran şey kısmen gözlemciye mi dayalı? Bilinç? C: Evet. S: (T) Demek burada birleşecek olan üç ayrı döngü göreceğiz... C: Her şeyin makro dinamik ve mikro dinamik yansımaları var. Şimdilik bunları hazmetmenizi öneriyoruz; ve, korkmayın! Bu hemen olmak üzere değil!
--------------------------------------------------------------------- C: Evet, insanlık sonunda birleşecek. S: (Perceval) Acı çekerken mi birleşecek sonunda? C: Evet. C: (Perceval) Birliğin mümkün olan tek yolu bu mu? Harika! C: Hayır, tek mümkün yol bu değil. S: (L) Teoride. Ama insanlar bildiğimiz tüm sorunlardan dolayı bir araya gelemiyor. O şekilde birleşemediklerinde başka bir şekilde birleşiyorlar... (Pierre) Evet, pozitif bir şekilde bir araya gelemediklerinde, işbirliği yapamadıklarında ve birlikte çalışamadıklarında, o zaman negatif yolla bir araya gelebiliyorlar. (Perceval) Cehaletleri nedeniyle birlikte acı çekiyorlar. (L) Ne kadar moral bozucu birşey! Hiç iyi haber var mı? [kahkaha] C: Elbette! Karmanın günü de geliyor! Geçmiş celseyi inceleyin: Kozmik ölçekte üçlü döngü ritimleri. S: (L) Doğru hatırlıyorsam birşeyin geldiğine dair birşey söylenmişti... Onlara ne diyorlardı? O döngülere? Biyoritimler! Eğer John D.Rockefeller’san üçlü kötü gün ve Mahatma Gandhi’ysen iyi bir gün. Bahsettiğiniz şey bu mu? C: Evet. S: (Andromeda) O halde bu iyi bir haber.
----------------------------------------------------------------------
C: Merhaba çocuklar! Kasyopya'dan Mineakya! Aleminizin hızla değişmekte olduğunu görüyoruz. Bu vakit için hazırlandınız. Gelen karmaşada yolunuzu bulmak zor olacak. Fakat bu mümkündür ve çok büyük değişimlerin gelmekte olduğu gerçeğini aklınızda bulundurun. Kozmik biyoritimler hakkında söylediklerimizi hatırlayın. Yakında elitler için kötü bir zaman olacak. Ve FRT'lerine göre bu durum şiddetlenecek. S: (Galatea) Yani iyi insanların şansı daha yüksek mi olacak? C: Öyle birşey. S: (L) Sanırım insanlar bu Paris olayıyla ilgili bazı sorular sormak istiyorlar. Ben bununla ilgili genel bir soru sormak istiyorum. Paris bombalı terörist saldırısından sonra bu olay birden Fransa'daki insanlar ve genel olarak toplum üzerinde daha büyük kontroller uygulamak için kullanılmaya başlandı. Daha fazla terör saldırısının olacağı konusunda da uyarılarda bulunuyorlar. Anonymous yakında terör saldırısı yapılması muhtemel sekiz yer olduğunu söylüyor. C: Mutlaka bazı yerlerde terör olacak! Ama bunun bir süre önce sizi hakkında uyardığımız şey olduğunun farkında olun. S: (L) Sanırım zihin programlaması ve aynı anda bir sürü yerde silahlı saldırılardan bahsettikleri celseleri kastediyorlar. Diğer bir deyişle, bunları yapanlar sadece teröristler değil de, daha ziyade malum güçler mi? Yani tüm bu terör faaliyetlerinin arkasında onlar var ve bunu yapmalarının amacı insanları daha fazla kontrol altına almak istemeleri, doğru mu? C: Evet. S: (L) Yani bu temel olarak çok büyük bir yanıltma harekatı? C: Sayılır. Ama unutmayın ki "gerçek" teröristler de var. S: (L) Gerçek teröristler de var fakat sanıyorum ki koca dünyayı berbat hale getirmek için kim bilir ne zamandan beri yürütülen uzunvadeli sosyal istikrarsızlaştırma operasyonunun ürünleri o teröristler. Douglas Reed haklıydı yani! C: Evet. S: (L) Bence herkes “Controversy of Zion”u okumalı ve meselenin yalnızca Siyonizm değil, psikopatlar olduğunu anlamalı. Pekala. Bununla ilgili sorusu olan? C: Nazi Almanya'sının bir "prova" olduğunu söylemiştik.
----------------------------------------------------------------------
Biyoritimler nedir, evvela dünyasal izah,
" Doğuştan başlayarak belirli zaman aralıklarıyla yinelenen ve insan davranışlarını doğrudan etkileyen fiziksel ve duygusal gelgitlerin tümü"
Buna kalb atımı ,nefes alıp verme ,otonom bazı fizyolojik beden hareketlerini de koymuşlar ama bunun dışındaki canlının, doğanın doğma büyüme ölme gibi ritmik döngülerini akla getirmek gerekir,otonom ve bahsi geçen bedensel ritimsel hareketlerde olayın ikinci zaman dediğimiz ve insanın pek farkına varmadan lineer zaman dışındaki olgular olarak bakmalıyız,
İnsan lineer zamana otonom haller dışındaki olaylara farkındalığı ile müdahale edebilir, beklenti ve arzulu düşünüş çizgisindeki zihinsel takibi buna misal gösterebiliriz,istenip de olmayan olgulara karşı aldırış etmeme algı değişikliği yaratıp stresi yok etmek veya bunun tam aksi davranışlar, olmadı neden olmadı benim kusurum mu monoteist güç böyle istedi galiba, cezalandırılıyor muyum ve ilh..
Yani otonom bedensel ritimlere pek müdahele edilemiyor ama lineer zaman içindeki istek ve oluş olayları üzerinde kısıtlamalar geçişler olabiliyor,
Oysa madde evreninin işleyişindeki basitlik ve dairesel düzlem hareketleri sonsuzluğu sıfırlayan gerçek bu tip ritmik görüntülerin enerjisel hareket devinimi olarak devreye almakta,
Çok yoğun bir izah oldu açalım,
Durgunluktan harekete geçen enerjisel olayın oluşumu ,maddi evrenin işleyişi ,mutlaka matematikte belirtilen sinoziadal bir hareket göstermekte ,yani bir düşüş ve akabinde yükseliş veya brahmanın nefesi gibi nefes alma ve verme ,sarkaç hareketi ,
Bu olayların oluşundaki oluşan varlıkların serbest seçim özellikleri ve birbirlerine etkileri ile lineer maddi zamanda olanlar mozaik alan dediğimiz bilgi alanını doğurmakta ,buna "evrensel morfik alan" da denmekte,
İşte "kozmik bioritim" diye adlandırdığımız değişmeyen dairesel salınımı ise enerjinin serbest oluşumundaki bahsi geçen matematiksel alternatif gerçeklikler içinde düşünüp yerleştirmeliyiz,
Yani olacak olan olacaktır,döngüsünü tamamlayacaktır,denge denilenin tezahürüdür ,bu bilgiyi farkındalık bohçasına atamayanlar olayları başka güçlere bağlayarak çözme anlama veya inanma yollarına baş vurup kendilerini aldatmalardadır,
İkiz güneş izahatlarından üçlü döngüyü hatırlayalım, *İkiz güneşin görülmesi ve buna bağlı kargaşa *3600 yıllık komet gelişleri döngüsü *309000 yıllık döngünün kapanması
Evrende bu üçlü döngü birleşimlerindeki olayın tekrarlanmasını "kozmik biyoritim "olarak adlandırıyorlar, kimler, K.lar,
"S: (L) Pekala, 3600 yıllık bir komet kümesi döngüsü var. İkiz güneş ise tamamen başka bir döngü ve bir de dalga var ki o da Büyük Döngü oluyor. Demek doğada bir geçişe neden olan üçlübirşey var? C: "Biyoritimler" gibi. S: (T) Üç yönlü kötü bir zaman geliyor demek! Ya da nasıl baktığına bağlı olarak iyi bir zaman. C: Eğer John C. Rockefeller isen kötü zaman, Mahatma Gandi isen iyi zaman." ------------------------------------------------------------------- C: Tüm evreni etkileme fırsatı gibi. “Pomp and Circumstance” (İhtişam) yani “Hope and Glory” (Ümit ve Coşku) marşının kozmik düzeyde çalındığını düşünün. (Ç.N.: Zafer marşları) S: (L) Çeşitli tür ve ırktan varlıkların, bu kocaman evrenin en uzak yerlerinden birindeki önemsiz bir galaksinin en dış kenarında bulunan toplu iğne başı kadar küçük bir gezegende buluşması herşeyi nasıl etkileyebilir? C: Bu senin algın. S: (L) Peki doğru algı nedir? Dünya gezegeni ve üzerindeki insanlar, burada meydana gelen şeyler, bizim normalde düşündüğümüzden daha mı önemli? C: Dünya bir Birleşme noktası. S: (L) Her zaman bir birleşme noktası mı buldu? Birleşme noktası olarak mı tasarlandı? Yoksa sadece bir kereye mi mahsus? C: Bir kerede çok fazla soru. S: (L) Başlangıçtan itibaren bir birleşme noktası olarak mı tasarlanmıştı? C: Doğal işlevi. S: (L) Yani her zaman bir birleşme noktası mıydı? Burada böyle garip şeylerin olmasının nedeni bu mu? C: Bunu yanıtlamak zor çünkü “zaman” hakkındaki anlayışınız yanlış. S: (V) Bu tür buluşmalar diğer gezegenlerde başka gruplar tarafından da gerçekleştirildi mi hiç? C: Gerçekleştirildi, gerçekleştiriliyor ve gerçekleştirilecek. S: (L) Yani yapısı veya üzerindekiler farklı olabilecek olmakla birlikte birleşme noktaları olan başka gezegenler de var? (V) Bunlar paralel evrenlerde mi? C: Uzaklaşıyorsunuz. S: (L) Eğer bu birleşme noktaları bütün evrene dağılmışsa, bu boyut geçişi birleşmesi evrendeki bütün birleşme noktalarında aynı anda mı gerçekleşecek? C: Hayır. S: (L) O halde, zamanda herhangi belirli bir noktayı ele aldığımızda, belirli veya seçilmiş birleşme noktalarında meydana geliyor? C: Yakın. S: (L) Peki boyut sınırlarının coğrafi noktalarla bir ilişkisi var mı? C: Boyut sınırları dalgalar üzerinde ilerler. S: (L) Peki bu dalgalar nereden geliyor? C: Sürekli bir döngüdeler. S: (L) Peki dünya mı ona doğru ilerliyor yoksa o mu dünyaya doğru geliyor? C: Biri veya diğeri. S: (F) Dünya üzerinde yaşayan varlıkların mevcut olmasının, bu buluşma veya birleşmeyle bir ilgisi var mı? C: Evet. Çünkü gelişiminizde kritik bir kavşaktasınız. ------------------------------------------------------------------------- (T) Büyük bir küre olmazdı, yalnızca daire içindeki büyük bir küre olurdu. Eğer daire genişlemeye devam ederse, dışa doğru gitmeye devam ederdi, giderek büyürdü, büyürdü, büyürdü... (L) Beni sinirlendiriyorsun... (T) Ama sonsuza kadar gidiyor... Çünkü dışa doğru gitmede bir son yok. C: Yok mu? S: (SV) Yok. C: O halde belki başlangıç da yoktur. S: (T) Başlangıç da olmazdı, sadece büyük, açık bir boşluk. Sonsuz bir boşluk... C: Eğer son yoksa, başlangıç yoksa, ne var? S: (L) Nokta yok. (J) Burada ve şimdi. C: Burada ve şimdi, yani aynı zamanda gelecek ve geçmiş. Geçmişteki herşey, şu andaki herşey ve gelecekteki herşey, hepsi birarada. Üçüncü yoğunluktaki insanlarınızın çok azının uzay yolculuğunu anlayabilmelerinin nedeni bu, çünkü üçüncü yoğunluğunuzda uzayda yolculuk yapmak, geceleyin rahat evinizde yatağınızda uzanmak kadar üçüncü yoğunluk bir eylem olsa da, zaman referansı ortadan kalkar. Anneniz gibi kendinize yakın tuttuğunuz birşey. Ve en büyük ilüzyonunuz. Size defalarca zamanın olmadığını söyledik ama elbette beyniniz bu kavramla o kadar yıkandı ki, ne yaparsanız yapın ondan kurtulamıyorsunuz, öyle değil mi? Uzayın derinliklerine gittiğinizi düşünün. Herşeyin tamamen bir olduğu gerçekle karşılaştığınızda kendinizi kaybederdiniz. Değil mi? Kendinizi uzay boşluğunda giderken düşünün! S: (L) Bunu düşünmek istemiyorum. (J) Uzay da yok! (T) Daire genişlemeye devam ediyor mu? Daire genişlerken onu 180 derece çeviriyorsun ve küre oluyor. Küreyi kendi çevresinde döndürmek için kürenin dış kenarındaki bir noktayı alıyorsun ve bir simit oluyor ve sürekli genişleyen bir iç tüp. (L) Ve ortada bir karadelik! (SV) Neden karadelik olmak zorunda? (J) Spiral. (T) Onu çevirdiğin zaman daha da büyük bir iç tüp oluyor. Genişlemeye devam ediyor ve daha fazla alan kaplıyor... C: Şimdi, yoğunlukları birleştirdiğiniz zaman, fiziksel gerçeklik ile eterik gerçekliği, veya diğer bir deyişle düşünce formu ile fizikselliği birleştirmiş oluyorsunuz. Bunları mükemmel bir şekilde birleştirebildiğinizde anlarsınız ki, bir başlangıç ve bir son olmamasının nedeni, bir başlangıç veya bir son düşünmeye ihtiyacınız olmamasıdır çünkü gelişiminizi tamamlamışsınızdır. Yedinci yoğunlukta Bir ile birlik olduğunuzda, bunu gerçekleştirmişsiniz demektir ve artık fiziksel ve eterik formlar arasında bir farklılık olması için hiçbir neden yoktur. ---------------------------------------------------------------------- S: (L) Tamam. Bunu geçelim. Benim sorum: Bizim almakta olduğumuz bilgiler El-Arabi’nin “açılma” dediği şeye benzer mi? C: Evet. S: (L) Bilgi alemindeki birleşik düşünce formları olduğunuzu söylüyorsunuz. C: Evet. S: (L) El-Arabi birleşik düşünce formlarını “Tanrı’nın adları” olarak tanımlıyor. Onun açıklaması sizin bize söylediklerinizle benzer görünüyor ve... C: Hepimiz Tanrı’nın adlarıyız. Hatırla, bu bir kanal. Yani sonlanma ve başlangıç noktaları eş değer ve önemde. S: (L) Bu Tanrı’nın farklı parçalarının birleşimi anlamına mı geliyor? C: Hayır. S: (L) Neyi kastediyorsunuz? Bizim de bunun bir parçası olduğumuzu mu söylüyorsunuz? C: Evet. S: (L) Yani bunun... C: Bizi tanrılaştırma. Ve iletişim kurduğunuz tüm diğerlerinin de bunu anladığından emin ol! --------------------------------------------------------------------------- S: (L) Peki başlangıç nedir, son nedir? C: Bir ile birleşme. S: (L) Bir nedir? C: 7’nci yoğunluk, yani olan ve olmayan herşey. S: (L) Bir sürü şey konuştuk ama hala maddenin nasıl ortaya çıktığını veya zamanın nasıl... C: Hayır. S: (L) Varmak istediğim şeye nasıl varabilirim? C: Temel bilgilere sahipsin. S: (L) Birkaç temel daha verebilir misiniz? C: Başka temel yok. S: (L) Bir keresinde zamanın çekim olup olmadığını sormuştum. C: Parmaklık yer midir? S: (L) Çekim Tanrı mı? C: Hayır. S: (L) Çekim 7’nci yoğunluk mu? C: Hayır. S: (L) Çekim nereden çıkıyor? C: Düşünce merkezi. S: (L) Pek çok kez düşünce merkezlerinden bahsettiniz. Birden fazla düşünce merkezi mi var? C: Hepsi bir. S: (L) Eğer bir düşünce merkezin varsa... düşünce merkezlerinin 7’nci yoğunlukla, Bir’le ilişkisi nedir? C: Aynen öyle! S: (L) Düşünce merkezleri 7’nci yoğunluk mu? C: Herşey öyle. S: (L) Herşey düşünce merkezi mi? C: Hayır. Herşey 7’nci yoğunluk. ----------------------------------------------------------------------------- S: (L) Tamam. Eğer insanlar “Düşüş” yoluyla 7. yoğunluktan geldiyse, bunu neden seçtiler? C: 3. yoğunluk KH tarafından anlaşıldığı şekilde bir seçim değil. S: (L) “Eğer 7. yoğunluktan inmiş olsaydık, sizin ve diğerlerinin bilgisine sahip olurduk ve KH grubu tarafından yönetimimize el koyulması dahil olmak üzere, bize olacakları bilirdik.” C: İnsanların 7. yoğunluktan indiğini kim söyledi? S: (L) Bir keresinde insanların “parçalı bir ruh birimi” olduğunu ve onun öncesinde dünyada “Bir ile Birlik halinde” olduğunu söylemiştiniz. Ve Bir ile Birliğin 7. yoğunluk olduğunu söylemiştiniz. C: Aynı zamanda sonun başlangıç ve başlangıcın son olduğunu söylemiştik. S: (L) “Bu anlamsız bir kısırdöngü gibi görünüyor.” C: Eğer bir şahıs fiziksel bir bakış açısına dayalı 3. yoğunluk lineer düşüncesiyle sonsuz derecede daha karmaşık birşeyi açıklamaya çalışırsa öyle görünür. S: (L) “Ama diğer taraftan eğer özgür irade varsa, ve zaman da olmadığına göre, burada olmamamız gerekirdi, çünkü herşey bir anda 7. yoğunluğa ilerlerdi!” C: Önceki yanıta bak. S: (L) “Bunları sormamın nedeni, BÜYÜK resmi bir ölçüde anlamak istemem. Motivasyonları anlamak, dünyamızı/gerçekliğimizi anlamak için gerekli. Burada bulunma motivasyonlarımızı anlamaya çalışıyorum.” Büyük resmi anlamak istiyor. Peki neden buradayız? HERHANGİ birşey neden var? C: Sizin perspektifinizle bu anlaşılamaz. Ama buna gerek yok. Sabır lütfen. Dersler sırayla öğreniliyor. Ve elbette biz de hata yapabiliriz. Sonuçta biz de hala öğreniyoruz. ----------------------------------------------------------------------
Lineere yani 3Y e kısılmış bilinç olayları bir anda anlamak istiyor ve bulamayınca hüsrana uğruyor,
Yine her şey bilinmeyene bağlandı..
Üst yorumlarda durgunluktan harekete geçen enerji dedim ve sorular o anda çığ gibi zihne yağmaya başlıyor,bu durgunluğu yaratan ve harekete geçiren kim veya ne..
En son alıntıyı dikkatli okuyunca bağlı olduğumuz yoğunluk bilinç perspektifi ile konuyu çözemeyiz,
Bulunduğumuz yoğunluk perspektifi nedir ,
Başlangıç ve sonu ayrı bir nüans olarak gören arada olanları yaşam olarak kabul eden ve her şeyi bu perspektife bağlamaya çalışan bilinç, beş duyumuzla tarif edemediğimiz şeyi tahayyül edemeyiz, daha doğrusu tanımlamaları reddederiz, zira o ana kadar keşfettiğimiz donelere ters geliyor,
Oysa yaşamımız içinde maddeden uzaklaşmak, rüyalar görmek ve üst yoğunluklarda astral dolaşma ,vizyon görmek 6. his diye tarif ettiğimiz özellik ve bunları yani tekno sipiritüel olayları becermek veya olağanüstüleri gösterenler de var, zihindeki düşünme yeteneğinin sonsuzluğunu fark etmek gibi hasletler de var bunları beş duyumuzun öngördüğü maddi cetveller veya ölçüleri ile tarif edemiyoruz,
Ama varlar..artık bu dörtlük gurubunu buraya koymak gerekli,
12.11.2005 Düşüncenizde sınır yok, ileriye baksanıza Bilinmeyene doğru uzansanıza Korkmayın uçuruma düşmezsiniz Korkulukları var, bilgidir,tutunsanıza
Bilgi her yerde arayın size gelir Ancak bu korkuluk düşünceyle lehimlenir Böyle inançla sağlanan bilgi basamakları İleri doğru sizi şevkle yönlendirir
Bu merdivenle çıkış sizi bir okyanusa getirir Bu sonsuz okyanusa birleşim denizi de denir Orada siz her şeysiniz bir damla olsanız da Tek bir duygu vardır yok olmaz , o da sonsuz sevgidir
Ya sonra ne olacak diye soran bilinçler Masal mı sandınız bütün bu deyişler Özünüze sorun o okyanustandır Sonra düşünün, bilinç böyle genişler..
Ara..
|
Edited by - Tgur on 05/02/2023 15:07:17 |
 |
|
sybleman
    
513 Mesaj Göndermiş |
Mesajın Eklenme Tarihi - 05/02/2023 : 16:23:39
|
Çok güzel bir anlatım olmuş abi. Zevkle okudum.
Ondan geldik, ona döneceğiz. Biyoritimle ne güzel bağlanmış.
Eklenti: S: (L) Tamam. Eğer insanlar “Düşüş” yoluyla 7. yoğunluktan geldiyse, bunu neden seçtiler? C: 3. yoğunluk KH tarafından anlaşıldığı şekilde bir seçim değil. S: (L) “Eğer 7. yoğunluktan inmiş olsaydık, sizin ve diğerlerinin bilgisine sahip olurduk ve KH grubu tarafından yönetimimize el koyulması dahil olmak üzere, bize olacakları bilirdik.” C: İnsanların 7. yoğunluktan indiğini kim söyledi? S: (L) Bir keresinde insanların “parçalı bir ruh birimi” olduğunu ve onun öncesinde dünyada “Bir ile Birlik halinde” olduğunu söylemiştiniz. Ve Bir ile Birliğin 7. yoğunluk olduğunu söylemiştiniz. C: Aynı zamanda sonun başlangıç ve başlangıcın son olduğunu söylemiştik. S: (L) “Bu anlamsız bir kısırdöngü gibi görünüyor.” C: Eğer bir şahıs fiziksel bir bakış açısına dayalı 3. yoğunluk lineer düşüncesiyle sonsuz derecede daha karmaşık birşeyi açıklamaya çalışırsa öyle görünür. S: (L) “Ama diğer taraftan eğer özgür irade varsa, ve zaman da olmadığına göre, burada olmamamız gerekirdi, çünkü herşey bir anda 7. yoğunluğa ilerlerdi!” C: Önceki yanıta bak. S: (L) “Bunları sormamın nedeni, BÜYÜK resmi bir ölçüde anlamak istemem. Motivasyonları anlamak, dünyamızı/gerçekliğimizi anlamak için gerekli. Burada bulunma motivasyonlarımızı anlamaya çalışıyorum.” Büyük resmi anlamak istiyor. Peki neden buradayız? HERHANGİ birşey neden var? C: Sizin perspektifinizle bu anlaşılamaz. Ama buna gerek yok. Sabır lütfen. Dersler sırayla öğreniliyor. Ve elbette biz de hata yapabiliriz. Sonuçta biz de hala öğreniyoruz.
Tgur abi burayı ben de hala anlayabilmiş değilim.
Ra'da bu Logos terimi düşünce merkezi terimi ile aynı sanırım.
Orada şundan bahsediyordu ve mantıklı geldi. Kutuplaşma olmadığında ruhlar bir olandan ayrılmak için bir motivasyon bulamıyordu. Çünkü oradaki titreşim yeterli geliyordu, bu nötr durum onlar için yeterliydi başka bir istek ve ihtiyaç yoktu.
Kutuplaşma olmaya başladığında ruhlar bu ihtiyacı hissetti diyordu.
Yani burada bizim logosumuzun kutuplaşmayı tercih etmesi mi bizim bu ihtiyacı hissetmemizi sağladı. Çünkü orada olmak yeterli, herşeye değer hissiyatı var. Yani logosumuzun bunu istemesiyle mi bu şekilde oldu.
Hep 3y lineer bakış akışısına gidiyoruz ama. Üst benlik ile bu durumu düşününce daha da karışıyor. Üst benlik ve diğer alt benliklerimiz farklı zamanlarda, farklı boyutlarda farklı deneyimler yaşıyorsa, ve hatta zaman da yoksa. Ve bu deneyimlerimiz de bizim logosumuzda toplanıyorsa, aslında başlangıç ve bitiş aynı andır. Sonsuz zamanın sonsuz noktasında, aynı anda.
:)
Çok mu karıştırdım ben.
Tgur abi gerçekten bu kadar olur ben konuyu düşünüp dün buradan başka bir mevzuya geçtim düşüncelerimde. Sen de tam olarak aynı konuyu açtın.
|
Edited by - sybleman on 05/02/2023 16:32:50 |
 |
|
Tgur
    
1839 Mesaj Göndermiş |
Mesajın Eklenme Tarihi - 05/02/2023 : 17:57:42
|
Sybleman dostum,
Ondan geldik ona döneceğiz,ifadesinde monoteizm var ,demek ki onun etkisi henüz bilincinde izler taşıyor ve mukayeseni bu eski dayatma bilgilerle yapmaktasın,biraz ağırlaşmaya mı başladım ifadelerimde,ama insanları kırarak bir şeyler yapma düşüncesi dışındayım ,yahut bunlar benim hassas takıntılarım, es geçeyim,
Bilinmeyen bir kuvvetten doğup gelmedik o her safhada devrede ,bunu 7Y bütün yoğunluklarda harikulade harmanlanmış vaziyette ,yani beraber,yani o her varlıkta kendini göstermekte,olan biten onun faaliyet dediğimiz özelliğinde ,bir potasyum atomunda veya bende sende onda ve ilh. başka nasıl söylenirse söylensin bu benim inancım,
Bu özellikle olaya bakabilirsek ortaya konan madde illüzyonunun da onun faaliyette bulunduğu bir kademe ve biz de şimdi onunlayız ,
Alıntıladığın pasajda şöyle bir bölüm var,
"C: Eğer bir şahıs fiziksel bir bakış açısına dayalı 3. yoğunluk lineer düşüncesiyle sonsuz derecede daha karmaşık birşeyi açıklamaya çalışırsa öyle görünür."
İşte tam burada onunla birlikte olan bizler gerçeği anlamaya sonsuzluğu veya anda oluşları anlamaya saplandığımız illüzyonik kabuklardan sıyrılmaya çalışan "o" yuz..
Meseleye bu gözle bakmaya çalışmalıyız..
|
Edited by - Tgur on 05/02/2023 18:39:19 |
 |
|
Tgur
    
1839 Mesaj Göndermiş |
Mesajın Eklenme Tarihi - 05/02/2023 : 18:42:09
|
Çok ileri gittim galiba, seni veya kimseyi yargılamak haddimize düşmez.. |
Edited by - Tgur on 05/02/2023 18:42:47 |
 |
|
sybleman
    
513 Mesaj Göndermiş |
Mesajın Eklenme Tarihi - 05/02/2023 : 19:01:25
|
Tgur abi asla, rahatlıkla yazabilirsin. Öyle düşünmüyorum, tam tersi farklı bakış açılarını veya yorumları duymayı çok seviyorum.
İslami anlayış benim açımadan şuanda tasavvufi boyutta beni daha çok çekiyor. O konuda nedense dönüp sürekli tasavvufta kalıyorum. Sanki cevapları orada buluyorum. Ama hala dini zorunluluklar kavramı bana uzak, anlayış olarak ve kavramlar olarak bir çoğunda aynı fikirler, Ra ve K'ların anlatımıyla örtüşüyor gibi algılıyorum ben. Deneyim açıklamalarının çoğunu da tasavvufta bulabiliyorum.
C: Aynı zamanda sonun başlangıç ve başlangıcın son olduğunu söylemiştik. Aslında buradaki cümleden yola çıkarak yazdım.
"Bilinmeyen bir kuvvetten doğup gelmedik o her safhada devrede ,bunu 7Y bütün yoğunluklarda harikulade harmanlanmış vaziyette"
Buna her şekilde katılıyorum. Herşey ondan oluştu, canlı ve cansız herşey.
Ama benim düşüncem şu şekilde kendi deneyimime dayanarak ve Ra'daki karşılığını görünce ..
Ruhlar bedenlenmeden önce logos denilen düşünce merkezlerinin-sonsuz zekanın merkezinde titreşim halinde beklemekteydi. Tabii burada lineer algımızla anlatmak zorundayız. Sonrasında kutuplaşmanın oluşmaya başlamasıyla ruhlar bu titreşim halinden çıkıp deneyim yaşamaya başladılar diye düşünüyorum. Boyutlar ile tekamül devam edip 7.boyuta tekrar geçildiğinde K'ların ve Ra'dan da anladığım yine dönüş logosumuzun veya bu düşünce merkezinin içinde titreşerek onunla tekrar bir olmak şekline dönüşecek. Yeni döngü başladığında tekrar aynı şeyler tekrar edecek diye düşünüyorum.
Şurada kısaca bu anlatıma yer vermiş, başka yerlerde de rastladım Ra içeriğinde
Eklenti: SORU: İş kavramını biraz genişletmek istiyorum. Newton fiziğinde iş, kuvvet ile katedilen yolun bir ürünüdür. Ama sizin söylediğiniz “iş”in çok daha geniş kapsamlı bir terim olduğunu, büyük olasılıkla da bir bilinç çalışması olduğunu düşünüyorum. Doğru mu? RA: Biz bu terimi evrensel uygulamasına uygun olarak kullandık. Sonsuz zekânın bir ritmi ya da akış şekli vardır. Sizin düşünebileceğiniz ve anlayabileceğiniz şekliyle bu, merkezdeki güneşten başlayan bir çeşit dev yürek atışına benzer; bu akış kutbiyetsiz, sonsuz bir varoluş gelgiti olarak kaçınılmazdır; muazzam ve sessiz, dışarı doğru, yürek gibi atar, atar, dışarıda ve içeride odaklanır, ta bütün odaklanmalar tamamlanana kadar bu sürer gider. Sonra odakların zekâsı ya da bilinci öyle bir noktaya erişir ki, artık onların ruhsal doğası ya da kütlesi onları içeriye dönmeye çağırır. İçeriye, içeriye dönerler, ta hepsi tekrar birleşip bir oluncaya kadar… Bu sizin söz ettiğiniz gerçeğin ritmidir.
Yani aslında onun titreşim alanındayken zaten 7.boyuttuk ve bu deneyimi yaşamak için titreşimden çıkmayı seçtiğimizde zamansızlık kavramından dolayı yine de 7.boyuttayız diyebiliriz sanırım.
Ruh kavramı da burada ayrı bir şey gibi algılanıyor ama yine sonsuz zekanın bir parçasıyız, ondan bir parçayız. Öyle düşünüyorum.
Acaba yanlış mı anladım okuduklarımdan bu şekilde bir çıkarım yaptım. |
Edited by - sybleman on 05/02/2023 22:06:26 |
 |
|
sybleman
    
513 Mesaj Göndermiş |
Mesajın Eklenme Tarihi - 05/02/2023 : 19:34:55
|
Doğru mu algıladım acaba? K'ların bahsettiği düşünce merkezi, Ra'da logos değil mi? Yoksa çok yanlış bağlantılar kurmuş da olabilirim :)
Eklenti: S: (L) Kertenkeleleri kim yarattı? C: Ormetyon. S: (L) Ormetyon kim? C: Düşünce merkezi. S: (L) Nerede bulunuyor? C: Heryerde. S: (L) Biraz daha ipucu verebilir misiniz? C: Başka bir gerçeklik bölümü. S: (L) Kertenkeleleri yaratan bu varlık akıllı, kendinin farkında olan bir varlık mı? C: Evet ve hayır. S: (L) Bu varlık sizin Geçici Yolcular olarak tanımladıklarınızdan biri mi? C: Hayır. S: (L) Benzer mi? C: Hayır. S: (L) Peki bu Ormetyon’u kim yarattı? C: Ormetyon bir varlık değil, düşünce merkezi. S: (L) Peki neyin düşünce merkezi? C: Fazla karmaşık.
Eklenti:
S: (L) O olaydaki düşünce merkezlerinden biri ben miydim? C: Bu soruda, sen olarak tanımlanan şeyin veya “ben” olarak tanımladığın şeyin kendisinin bir düşünce merkezi olduğu önvarsayımı var. S: (L) Bu soruları sorarak öğrenmeye çalışıyorum işte. Ön-varsayımda bulunmuyorum, sadece ne olduğunu anlamaya çalışıyorum! C: Seni teşkil eden şeylerden biri bir düşünce merkezi ama seni teşkil eden şeylerin hepsi değil. Dolayısıyla “O çakışan enerjilerden veya düşünce merkezlerinden biri ben miydim?” demek doğru değildir. S: (L) O çakışan düşünce merkezlerinden veya enerjilerinden biri benim bir parçam mıydı? C: Evet. S: (L) Yani benim bir parçam olan bir düşünce merkezi, başka birşeyin veya kişinin bir parçası olan bir düşünce merkezi enerjisiyle mi çakıştı? C: Yoksa senin düşünce sürecinin bir parçası olan bir düşünce merkezi enerjisi, senin düşünce sürecinin başka bir parçası olan bir düşünce merkezi enerjisiyle mi çakıştı? Sana bu soruyu soruyoruz ve bunun üzerinde düşünmeni istiyoruz. S: (L) Öyle miydi gerçekten? C: Sana bu soruyu soruyoruz ve bunun üzerinde düşünmeni istiyoruz. S: (L) Bir “kaçırılma” deneyimlediklerini algılayan veya algıladıklarını düşünen kişilerin aslında kendi kendilerinin bir parçasıyla etkileşmiş oldukları durumlar oluyor mu hiç? C: Bu çok muhtemel. Şimdi başka bir soru sormadan önce durup biraz düşün: bu hangi olasılıkları açıyor? Herhangi bir sınır var mı? Varsa nedir? Keşfetmeye değer bir alan değil mi? S: (L) Tamam, bana burada biraz yardım edin... C: Örneğin, üzerinde durman için tek bir örnek verelim. Ya, gelecek olarak algıladığınız yerdeki ruh uzantınızın geri gelip şu an olarak algıladığınız yerdeki ruh uzantınızı kaçırdığısenaryolar olabiliyorsa? S: (L) Aman tanrım! Bu oluyor mu? C: Bu, kendine sorman ve üzerinde düşünmen için. S: (L) Neden kendime böyle birşey yapayım ki? (J) Gelecekle ilgili bilgi almak için. C: Ne kadar çok olası yanıt var, değil mi?
Düşünce merkezi farklı bir şey mi acaba diye ararken :) Kendi kendimizi kaçırabilme ihtimalimize denk geldim. OOOO çok acayip bir durum oldu bu. |
 |
|
sybleman
    
513 Mesaj Göndermiş |
Mesajın Eklenme Tarihi - 05/02/2023 : 19:41:46
|
<blockquote id="quote"><font size="2" face="Trebuchet MS, Verdana" id="quote">Eklenti:<hr height="1" noshade id="quote">S: (L) Başka bir yoğunluk veya başka bir boyut muydu? Ya da paralel evrenler veya ruhsal bir mekan? (T) Norfolk Donanma Üssü? [Gülüşme] ... (L) Bu olay onun için faydalı mıydı? C: Hayır. Örtüyü fazla hızlı yırtıp açmaya çalışıyor. S: (V) Örtü derken? (TM) Bu boyutun örtüsü mü? (L) T____ haklı mı? Bu boyutun örtüsünü mü kastediyorsunuz? C: Yakın. Her ruhun kendi kalıbı var ve bu kalıp üç varlık unsuruyla ilişkili; “düşünce merkezi, ruh merkezi ve fiziksel merkez.” Farklı varoluş düzlemleri arasındaki yolculuklarda bu unsurların ayarlanmasına yönelik belirli yöntemler vardır. Bu yöntemler uygun şekilde kullanılmadığında, yapılmaya çalışılan yolculukta kişi bu üçlü bütünün dokusunu yırtar. Bu çok sorunlu olabilir ve ruhun bedenle tekrar bağlantı kuramamasına ve bu nedenle fiziksel merkezin sonlanmasına neden olabilir!!!
Düşünce merkezi=Aklın matrisi , ruh merkezi=Ruhun matrisi, Fiziksel merkez=Bedenin matrisi
Bu Şekilde mi?
Çok karıştırdım gerçekten. Ra ile birleştirmeye çalışınca gerçekten çok karıştırdım.
K'lar da farklı bir ifade de buldum. Burada ise sadece KH'ların tekrar başa döndüğü gibi bir ifade var. Ben bu başa dönme durumu kavramını iyice karıştım.
Eklenti: S: (L) “Spiral” enerji güçleri dediniz, ve dalganın da bir spiral olduğunu söylemiştiniz. Bu dalganın merkezinde de bir kara delik mi var? C: Hayır. S: (L) Dışa yayılım gösteren bir dalga mı? C: Yaratılıştaki herşey budur: yayılan bir dalga. S: (L) Kara deliğin emdiği enerji nereye gidiyor? C: Mutlak yokluğa. S: (L) Peki eğer bir kara delik sürekli içine birşeyler almaya devam ederse sonunda tüm varoluşu emip bitirmesi mümkün olabilir mi? C: Hayır. S: (L) Neden? 10 Aralık 1994 174 C: Evren herşeyi kapsar. Kara delikler ise tüm KH enerjilerinin son durağıdır. S: (F) Yani bu, biz veya KH olarak tanımlanan herhangi birinin, o yolda kalmaya devam etmesi durumunda en sonunda varacağı yerin bir Kara Delik olacağı anlamına mı geliyor? C: Yakın. S: (L) Çok hoş. Peki “mutlak yokluğa” giden enerjiye ne oluyor? C: Mutlak yokluk, mutlak varlığı dengeliyor. Mutlak varlığın ne olduğunu tahmin edin. S: (L) Bir tür dengeleyici güç mü? C: “Tanrı.” S: (T) Pleiades Öğretileri’nde bahsedildiği şekliyle Baş Yaratıcı’dan mı bahsediyoruz? C: Evet, Baş Yaratıcı. S: (T) Baş Yaratıcı ile “Tanrı” arasındaki fark nedir? C: Yok. Varolduğunuz sürece Baş Yaratıcı’nın bir parçasısınız. S: (L) O halde Kara Deliklere giden şey Baş Yaratıcı’nın bir parçası olmuyor? C: Doğru. S: (L) Baş Yaratıcı kendisinin bir parçasını nasıl kaybedilir? C: Baş Yaratıcı birşey “kaybetmez.” S: (L) Peki var iken Kara Deliğe gittiği için yok olan şeyler? C: Yansıma olarak 1’inciseviyede tekrar üretilir. S: (L) Yani Kara Deliğe giden enerji diğer taraftan çıkıyor mu? C: Hayır. S: (L) Primal atom gibi birşey mi oluyor? C: Hayır. S: (T) Tekrar döngüye mi giriyor? C: Hayır. Yok olanın yerine yansıma olarak primal atomlar üretiliyor.[/quote] |
Edited by - sybleman on 05/02/2023 22:50:32 |
 |
|
bozadi
    
12183 Mesaj Göndermiş |
Mesajın Eklenme Tarihi - 05/02/2023 : 23:33:20
|
Ra'daki "matris"li ifadeler konusunda tamamen karanlıktayım. Açıkçası pek ilgimi çekmedi, çok karmaşık göründü, ilgilenmedim. Önemsiz olduğunu iddia etmiyorum. sybleman, senin veya diğer arkadaşların bu konuda dikkatini çeken önemli bir bulgu, bağlantı olursa incelemek isterim.
K'ların karadelikle ilgili verdiği bilgiler oldukça dikkatimi çekti. %100 KH'ye ulaşan varlıkların son durağı. Yokoluş. "Kötü" gibi görünüyor veya "ceza" gibi sanki ama aslında KH yolunun nihai hedefi bu. Yok olmak. Özgür irade. 4KH'ye zaten en az %95 KH kutuplaşmasıyla "mezun" olunuyor. Düşünebiliyor musunuz? %5 KH kutbiyeti artışı daha olursa yok oluyorsun. Bir KH varlığının 4'ten 5'e mezun olabilmesi için KH kutbiyetini bir miktar "azaltmış" olması gerekiyor! Tabi bu onu BH varlığı yapmaz ama anladığım kadarıyla 4'ün ileri aşamalarına ulaşan veya 5'e mezun olan bir KH varlığının artık eninde sonunda BH'ye mezun olmak dışında bir seçeneği kalmıyor. Ne kadar ilginç, değil mi? Ya yok olacaksın, ya eninde sonunda BH'ye mezun olacaksın! KH'nin "cürmünü" bilmek güzel. İşte elimizdeki bilgi kaynaklarını bu yüzden çok seviyorum ve önemsiyorum. Tabi bunlar sonuçta "iddia" olarak görülebilir. Bu bir inanç meselesi. Yani bu bilgilere inanıp inanmamak.
Ben bu ruh parçalanması, yok olması mevzusunda bir "baştan başlama" durumu olmadığını, tamamen bir yokoluş olduğunu düşünüyordum ama K'ların şu ifadesi dikkatimi çekti:
Eklenti:
. (DD) Parçalanan ruh ne oluyor? C: Primal madde. Döngüye en baştan başlama. Bilinç kazanmak için geçirilen milyonlarca veya milyarlarca yıl.
Primal madde / primal atom konusu sybleman'ın yukarıda yaptığı alıntıda da geçtiği için, ruh parçalanması ve yokoluş mevzusunun aynı konu olduğunu tahmin ediyorum. Karadeliğe çekilip yok olan bir KH varlığının primal atoma "dönüşmesi" gibi bir durum olmadığı, yok olan varlığın "yerine" primal atomlar yaratıldığı söylenmiş. Ki bu noktada "1. yoğunluktan" bahsedildiğini, yani 1y'de primal atomlar yaratılmasından bahsedildiğini sanıyorum. Yani yok olan KH varlığının "1. yoğunluk bir varlığa" dönüşmesi gibi bir durum olduğunu sanmıyorum. Sadece, o varlık "yerine" 1y'de yeni bir yaratım yapılıyormuş gibi algıladım. Yanılıyor olabilirim tabi. Ama K'ların "döngüye en baştan başlama" ifadesi çok ilginç bu anlamda. Bu bana şunu düşündürdü: Tabiri caizse, "ruh kalıbı" yok olmuyor, adeta içi boşalmış oluyor. O ruh/varlık kalıbını kullanan varlık yok olduğu için, o kalıp (potansiyel), sıfırdan, yepyeni bir varlık olarak (1y'den) başlıyor olabilir. Tabi epeyce inceleme, tartışma gerektirebilecek bir konu.
|
 |
|
sybleman
    
513 Mesaj Göndermiş |
Mesajın Eklenme Tarihi - 05/02/2023 : 23:52:22
|
Evet ben de bu şekilde algıladım, yani ruh kalmıyor artık o safhada ruhtaki bilinç siliniyor ve parça 1.boyut olarak bilinçsiz bir şekilde devam ediyor. Gerçi düşünürsek en bilinçsiz düşündüğümüz atomda bile bir bilinç mevcut. Çok karışık gerçekten, kısıtlı algımızla algılamaya çalışmak çok zor oluyor.
Ra'da matris,gösterge ve deneyim durumları aslında çok güzel bir konu. Aslında işin özünü tarif etmişler çok net bir şekilde. Yani yükseliş nasıl olabilirin tarifi gibi . Aynı tasavvufdaki mertebeler gibi, farklı durumları incelemişler. Bu deneyimler ve durumlar arasındaki ilişkileri incelemişler. Neler yapılması gerektiği ile ilgili 1.kitaptan başlayarak parçalı bilgiler de var.
Ama hala tam olarak anladım diyemem. 3 gündür baştan alıp okuyorum, notlar alıyorum. Kavramları oturtamadım henüz.
K'lar ile de birleştirmeye çalışıyorum farklı bir ilişki yakalayabilir miyim diye. İyice karıştırdım birleştirmek isterken :) |
 |
|
Mesaj  |
|
|
|